aşk nedir diye sordular

Ateşin ateşi pişirdiği, suyun sudan sırılsıklam su kesildiği ve sevdanın aşktan medet dilediği;bir taksirdeyim şimdi...
Odamda yalın yürek şem gölgeleri ve penceremin uzak gözlerinde;canımı yalayan ölüm badireleri..
Bir şair olsaydım etlerimi tırtıklayan karanlık için, ışık bezerdim aminlerden avuçlarıma..
Arazlar doğramazdım hem, marazlara gebe üryan rüyaların rahminde ki uykuma..
Ah etsem suret-i efkâr,figân eylesem siret-i ebrâr kan ağlar benden belde-i âşkta..
Öyleyse azad et beni ey hak,c/an tarlasından sonsuza..
Salık ver ellerimin mor yanlızlıklara toplaştığı bu firâka..
Ben öyküsünü yazamadım bu şiirin..
Güvercin oluklardan uçuramadım, talihini zührenin..
Bana çöller leyla kesilmedi aşkın mecnuni vâadi için..
Bana ferhatça dağlar şirin olmadı, hikayem aslı gibi kereminden fazıl buyurmadı ve aşkım cafere tayyar isminin verilişi gibi ten kafesinden huzur{un}a uçmadı..
Ben ki kaderimi Ayn'a,kederimi Şın'a ve hüznümü Kef'e tarik edemedim..
Ben ki mim gibi,
Ben ki nun gibi,
Ben ki vav gibi kendiyle başlayıp kendiyle bitenden baskasi olamadım..!
Ben ki aşk'a otağ,
Ben ki gam'a karargâh,
Ben ki yâr'a girizgah olamadım..!