1. 176.
    +2


    "Balkanların bir ucundan Anadolu'ya kadar çekilen, tarifsiz acılar içinde sürekli dövüşen, yokluk içinde kavrulan o neslin yüreği daralmamıştı; her şeye rağmen büyük rüyalar görebiliyordu. Ama artık kavganın sıcaklığı geçtikten sonra, yetişen nesillerin bütün duyarlılıkları Anadolu üzerine yoğunlaştırıldı; yürekler daraldı, ufuklar küçüldü.

    ilk bakışta son derece gerçekçi ve doğru gibi gözüken bu çekiliş çokta fazla doğru değildi. Çünkü, büyük küçüğü de içerir; bu gerçek fark edilmedi. Siyaset tarihe de girdi ve kendimizi tahribe yöneldik. Yürekler daralınca ve düşünce politik endişelerle ölçülenince, artık büyüklükleri kavramak, bir ülkünün inancını duymak çok zorlaşır.işte o ortamda yetişen ve hayatları mideleriyle kasıkları arasına sıkışanlar, Sarıkamış'ı Turan zannettiler, Enver Paşa'nın Turan yollarında askerimizi boşa kırdırdığını söylediler ve Türkistan'da ne işi vardı diye sordular.Enver Paşa, Türkistan'da ne işi olduğunu, Eşref Sencer Kuşçubaşı'na yazdığı mektupta da cevaplandırmıştı, Zeki Velidi'ye söyleyeceklerinde de cevaplandıracaktır.

    Daha önce Türkistan'a gönderip, oralarda bir hareket başlatıp başlatamayacaklarını incelemesini istediği Hacı Sami'den cevap gelmiştir. Hacı Sami, Türkistan'ın parçalanmışlığından ve yıpranmışlığından söz ederek, buralarda böyle bir mücadelenin imkansız olduğunu söylemiştir.Ardından Enver Paşa kendine yakışan şu cevabı verir;

    "Uzun zamanlardan beri Türkistan Türklüğü ile Osmanlı Türklüğü arasındaki irtibat kopmuştur. Ben, Osmanlı ordularının başkomutanı ve islâm Halifesinin damadı olarak oraya gelir ve Türkistan’ın bağımsızlığı uğruna ölürsem, bu köprüyü kurmuş oluruz."

    Daha sonra da Zeki Velidi Togan'a şunları söyleyecektir: "Muvaffak olamazsak, hiç olmazsa cesedimi burada bırakmakla Türklüğün istikbaline hizmet etmiş olurum."

    Kaynak: Şehit Enver Paşa-Nevzat Kösoğlu




    ···
   tümünü göster