-
1.
+12 -13
NEML suresi
17. ile 44. ayet arasını ALLAH'ın izniyle açıklayacağım. Bunlardan 3 ayetin Arapça'sını Fatiha'dan sonra zammı sure olarak okuyabilirsiniz. Anldıbınızı bilmeniz size daha bir huşu kazandırır diye düşündüğüm için modern tefsiriyle sizlerin karşısındayım. Bismillahirrahmanirrahim...
27/NEML-17:
Süleyman’ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte düzenli olarak sevk ediliyorlardı.
Tefsir: Süleyman bir kavme savaş açmak için ordu topluyor. içerisi şampiyonlar ligi gibi.
27/NEML-18:
Nihayet karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler” dedi.
Tefsir: Savaşla alakası olmayan bir karıncanın arkadaşlarına haber verdiğini görüyoruz. Karıncaların böyle huyları vardır bilirsiniz.
27/NEML-19:
Süleyman, onun bu sözüne tebessüm ile gülerek dedi ki: “Ey Rabbim! Beni; bana ve ana babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!”
Tefsir: Allah'ım bana verdiğin yeteneğe şükürler olsun. Bu nasıl bir şeydir yarabbim, diyerek bir kez daha mest oluyor.
27/NEML-20:
Süleyman, kuşlara göz atıp yokladı ve şöyle dedi: “Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?”
Tefsir: Ajan olarak kullandığı kuşlardan Hüdhüd'ün sırasında olmadığını fark ediyor.
27/NEML-21:
“Bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirmedikçe kesinlikle onu ağır bir şekilde cezalandıracağım, ya da kafasını keseceğim.”
Tefsir: Biraz önce güzel güzel konuşan peygamber hiddetlenip, masum kuşa Ebu Leheb muamelesi çekiyor.
27/NEML-22:
Derken Hüdhüd çok beklemedi, çıkageldi ve (Süleyman’a) şöyle dedi: “Senin bilmediğin bir şey öğrendim. Sebe’den sana sağlam bir haber getirdim.”
Tefsir: Derken Hudhud tam da Süleyman'ın istediği gibi geliyor. Bu kuş üzülür mü lan?
27/NEML-23:
“Ben, onlara (Sebe halkına) hükümdarlık eden, kendisine her şeyden bolca verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadın gördüm.”
Tefsir: Savaşacakları adamları yeni öğreniyorlar. Savaşacaklar yani kesin de kim çıkarsa karşılarına. Neyse, başlarında bir kraliçe varmış.
27/NEML-24:
“Onun ve kavminin, Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. Şeytan, onlara yaptıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden de onlar doğru yolu bulamıyorlar.”
Tefsir: Güneş'e tapıyormuş adamlar, hep şeytanın yüzünden.
27/NEML-25:
“Göklerde ve yerde gizli olanı ortaya çıkaran, sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilen Allah’a secde etmesinler diye (şeytan onları yoldan çıkarmış.)”
Tefsir: O şeytan yok mu o şeytan.
27/NEML-26:
Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Büyük Arş’ın Rabbidir.
Tefsir: Anladık anladık. (Kuran'da 10000 defa durup dururken bunu söyler.)
27/NEML-27:
Süleyman, Hüdhüd’e şöyle dedi: “Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın, göreceğiz.”
Tefsir: Hala inatlaşıyor kuşla. Ben olsam uçar giderim bu kadar mobbinge.
27/NEML-28:
“Benim şu mektubumu zütür onlara at, sonra da yanlarından ayrıl ve ne sonuca varacaklarına bak.
Tefsir: Bizim Hudhud yine el mecbur ayak işlerine bakıyor.
27/NEML-29:
Sebe kraliçesi Belkıs dedi ki: “Ey ileri gelenler! Bana çok önemli bir mektup atıldı.”
Tefsir: Ulaşmış mesajımız kraliçeye. ileri gelenlerle paylaşıyor şimdi.
27/NEML-30: (30-31)
“Mektup, Süleyman’dan gelmiştir. O, ‘Bismillâhirrahmânirrahîm’ diye başlamakta ve içinde ‘Bana karşı büyüklük taslamayın ve teslimiyet göstererek bana gelin’ denilmektedir.”
Tefsir: Allah yanımda ayağınızı denk alın diyerek uzatmadan postayı koyuyor Süleyman.
ilk partı burada bitsin bakalım.
başlık yok! burası bom boş!