/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    Kafamın yanından seken kurşunla kendime geldim...

    Son günlerde bu çok oluyor...

    Çatışmanın bizi getirdiği yer tekrar şehrin içindeki harabe binalardan biriydi...

    Haberleşmeden sorumlu Muhabere AstSubay Burak yanıma geldi...

    Komutanım şunu görmelisiniz dedi...

    Savaşın iyi yanı olmaz...

    Genelde...

    Ama bu bildiğiniz savaşlardan değil tahmin edersiniz ki...

    Tarih boyunca savaşlar hep kültürel ve diğer konuların alışverişi olarak tanımlanır...

    Bu savaşta öyle...

    Onlardan her birini öldürdüğümüzde bir şeyler öğreniyoruz...

    Bu sayede gelişiyoruz...

    Efendim Burak dedim... Bu sefer elimizde ne var...

    -Komutanım... Biraz önce genel yayın olarak geçtiler... Bu tarafa doğru ilerleyen 3 TABAK ve 20 kadar KOCAKAFA saptanmış...

    Bu arada TABAK onların uçan dairelerine taktığımız isim... Yalan değil... Uzaktan bakınca Kütahya Porselen tabaklara benziyorlar... KOCAKAFA’da onların piyade birliklerine verdiğimiz isim... onlarında savaş gücü bizimkilerden farklı değil...

    Kırılgan bir vücut özelliğine sahipler... Bizim silahlarımızdan çıkan 5.56 mermilerde dahil olmak üzere direnç gösterecek özelliğe sahip değiller...

    Onların ellerindeki silahlarda bizim mermilerimize benzer metallerden üretilmiş mermiler kullanıyorlar... yalnız onların kullandığı mermilerin namlu çıkış hızı bizimkilerden bir hayli fazla... bu nedenle eğer onların silahlarıyla vurulursanız...

    Genelde merminin geldiği yer komple deforme oluyor...

    Burak’ın yanına geldiğim zaman bana bizim olduğumuz yere doğru yaklaşan düşman unsurlardan bahsetti...

    Bir kat yukarımızda keskin nişancımız Doğan vardı...

    Telsiz ile Doğan’a “ Doğan... herhangi bir şey görebiliyormusun “ diye sordum...

    Şu an için herhangi bir şey yok diyerek cevap verdi Doğan...

    Patlayıcı sorumlumuz biraz değişik bir çocuk...

    Işine aşık diyebiliriz...

    Çantasında sürekli olarak 5 katlı binayı havaya uçurabilecek kadar bollukta patlayıcı taşıyor...

    Bana ateşle yaklaşmayın diyor genelde...

    Adı Ahmet...

    Aynı zamanda haritacımız kendisi...

    Ahmet elinde haritalarla yanıma geldi... “ Komutanım... durum kontrolü yaptıktan sonra burayı terk etmemizin daha mantıklı olduğunu fark ettim... ” diyerek elindeki haritayı açtı...

    Onlardan aldığımız bir başka teknolojide çok esnek özellikli dijital ekranlar...

    Normal kağıt gibi düşünün fakat tamamen katlanabilir özellikte ve kağıt yapısında malzemeler...

    En çokta bu gibi işlerde işimize yarıyor...

    Koca dünya haritasını A3 boyutundaki kağıttan takip edebilirsiniz...

    Gerçekten kusursuz...

    Ahmet elindeki haritadan olduğumuz bölgeyi işaretledikten sonra gidebileceğimiz noktaları göstermeye başladı...

    Harita aynı zamanda uydudan görüntü güncellemesi yapabiliyor...

    Düşmanı kırmızı kare içine dost birlikleri yeşil kare içine alabiliyor...

    “ Komutanım... burası şimdi bizim bulunduğumuz yer... binayı şu doğrultuda terk edip... bu caddeyi takip edebilirsek... kıskaçtan kurtulabiliriz... ama öncelikle binayı şu doğrult... oooooooooo”

    -oooo ne ?... ne var... ne gördün...

    -komutanım geldiler... bakın...

    Haritada gösterdiği bölgede kırmızı kare içine alınmış 20 25 tane KOCAKAFA vardı...

    Aynı anda telsizden “ Üniforma 64... Burası Şahin 4... bulunduğunuz yere 25 kişilik KOCAKAFA grubu tespit ettik... 3 tanede TABAK hızlı bir şekilde bulunduğunuz alana doğru geliyor... bölgeyi tahliye edin... TEKRAR EDiYORUM... BULUNDUĞUNUZ BÖLGEYi ACiL TERK EDiN... ”

    Ahmete baktım... ” Komutanım... şu anda bu binayı terk etmemiz... Ölüme davetiye demek... ”

    Ne yapabiliriz diye sordum...

    “ Gelen hava kuvvetlerinden KOCAKAFA grubunu vurmasını isteyebiliriz... bu sayede hem grup dağılmış olur... hemde saldırıdan kaçan olursa onları avlamamız daha kolay olur... ”

    Peki dedim... plan boşa çıkarsa çok fena haklarlar bizi biliyorsun değil mi ?

    Biliyorum dedi Ahmet... Umarım başarısız olmayız...

    Umarım dedikten sonra elime telsizi aldım...

    -Şahin 4 burası üniforma 64...

    -Devam edin 64...

    -Şu an için binayı terk edemiyoruz... eğer KOCAKAFA grubunu dağıtabilirseniz bizde burayı terk edebiliriz...

    -anlaşıldı 64...

    Biraz bekledikten sonra Ana Üs Komutanlığından telsiz frekansına girildi...

    -Üniforma 64... burası Kartal yuvası...

    -devam edin Kartal yuvası sizi duyabiliyoruz...

    -Durumunuz nedir ?

    -etrafımız sarılı bir şekildeyiz... binaya giremezler... fakat bizde burayı koruma sağlanmadan terk edemeyiz...

    -çevrenizde bu durumda birlik var mı?

    -olumlu... bildiğim kadarıyla 3. ve 7. keşif kolu birlikleride yakınlarda... ama onların durumları hakkında bilgimiz yok...

    -anlaşıldı 64... hava kuvvetleri KOCAKAFA grubunu dağıtacak... sizden isteğim ateş fırtınasından kaçan olursa uzaklaşmasına izin vermemeniz... en azami zararı vermeye çalışacağız... sonra sizi alması için bir UH-60 gelecek... Helikopter birazdan havalanacak...

    -anlaşıldı...

    Doğan yukardan telsiz konuşmasını duymuş olacakki akabinde “ Komutanım... Lazer işaretleyiciyi hazırlıyorum “ dedi...

    Aynen dedim... Sonrada Ahmete dönüp..” Benimle kalacaksın... Doğan yukardan grubu işaretlerken... seninle ben buradan ateş desteği vereceğiz... ” dedim...

    Susturucu M4A1 silahının kurma kolunu çekti... sonra Altındaki Bomba atarına mühimmat yerleştirip “ hazırım ben..” dedi...

    Peki o zaman diyerek cevapladım...

    Hava biraz kapalıydı... yağmur yağmaya başladı başlayacak arası bekliyorduk zaten...

    Ilk önce gök gürüldemeye sonrasındada hava iyice kapanmaya başladı...

    Aradan 5 dakika geçtikten sonra yağmur indirmeye başladı...

    Ahmet arada haritayı kontrol edip grubun bize yakınlığını söyleyip duruyordu...

    Yağmur görüşü biraz engellemeye başladığı zaman Doğan “ GÖRÜNTÜ ALDIM... EMiR BEKLiYORUM “ dediğini duydum...

    Bekle Doğan dedim... biraz daha yaklaşsınlar... bizim burada olduğumuzu bilmiyorlar henüz... telsizini kapat... frekansa girmesinler...

    Doğan anlaşıldı dedi... ve sonrasnda “ Doğan çıkıyor “ diyerek telsizini kapattı...

    Ahmet’e... ” Doğanın yanına çık... grubun üzerine lazer ile işaret bıraksın... bende Uçaklar ile bağlantuya geçip lazer işaretinin üzerine saldırmalarını söylicem..” dedim...

    “ Anlaşıldı “ dedi Ahmet ve çantasını yanıma bırakıp gitti...

    2 dakika sonra telsizimi açtım...

    -Şahin 4... Burası Üniforma 64... lazer ile gurubu işaretlemeye başlıyoruz... tahmini varış süreniz nedir ?

    -görüntü aldık... işareti gördük... 3 dakika içinde hedefi cehenneme çevirebiliriz...

    -olumlu... yeşil ışık... YAĞDIRIN !!!

    -ANLAŞILDI... ŞAHiN 4..HAREKETE GEÇiYOR...

    Aradan 10 saniye geçtikten sonra önce yükseklerden BRRRRRRTTTTTTTT diye boğuk bir ses geldi...

    Bunun ne olduğunu gayet iyi biliyordum...

    A-10 THUNDERBOLT...

    ARAMIZDA BU UÇAĞA KONSERVE AÇACAĞI DERiZ ÇÜNKÜ KENDiSi BiR TANK KATiLiDiR...

    YUKARILARDAN GELEN SESTE 30MM ÇAPINDAKi MERMiLERiN NAMLUDAN AYRILIRKEN ÇIKARDIKLARI SES...

    YANi BiRAZDAN ORTALIK GERÇEKEN CEHENNEM OLACAK...

    Bu sesten 5 saniye sonra tam bizim binamızın önündeki alandan mermilerin düşerken çıkardığı sesleri aldık...

    Grubun üzerine belki 300 adet mermi bırakılmış ve ortalık dağıtılmıştı...

    KOCAKAFALARIN ÖLÜRKEN ÇIĞLIK ATTIKLARINI ÇOK DUYMUŞTUM AMA BU SEFERKi GiBi HiÇ OLMAMIŞTI...

    Hemen telsizimi açtım...

    “ DOĞAN , AHMET , ELiNiZDEN KAÇIRMAMAYA ÇALIŞIN “ dedm...

    Sonrada arkama bakmadan “ Burak , SENDE HABERLEŞME KANALLARINI AÇIK TUTUP HELiKOPTER iLE BAĞLANTIYA GEÇ... BUNLARIN ARKASINA DESTEK KUVVET GELEBiLiR !!!” diye bağırdım...

    Burak sırtındaki uydu telsizini indirip acele bir şekilde antenini kurmaya başladı...

    “ Kartal Yuvası... Burası Üniforma 64... Şahin 4 hedefi başarıyla vurdu... TEKRAR EDiYORUM HEDEF BAŞARI iLE VURULDU... TAKViYE BiRLiKLER GELMEDEN BURADAN ÇIKMAMIZ LAZIM... ”

    Bir kat yukardan Doğan ile Ahmet’in silah sesleri geliyordu...

    Mermilerden kaçan KOCAKAFALARIN teker teker yere yığıldıklarını görebiliyordum...

    Damarlarındaki yeşil sıvı aynı bizim kanımız gibi etrafa sıçrayıp duruyordu...

    Durmayın dedim sakın durmayın... iyice gözleyin... kimseyi kaçırmayın...

    Aşağı yukarı 5 dakika boyunca gruptan kaçanları bulunduğumuz yerden kaçırmamaya çalıştık...

    Yağmur şiddetini iyice arttırdığı zaman silahlarımız susmuştu...

    Ama çıkan sesten dolayı... sanırım başkalarıda durumdan haberdar olmuş gibiydi...

    Bunun bilincindeydik ve gelecek olan destek birliklerden baya bir korkuyorduk açıkçası...

    Çünkü gelecek olanlar muhtemelen yaya birlikler değil ONLARIN ZIRHLI ARAÇLARINDAN OLACAKTI...

    Sanırım bitirdik dedi Doğan...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster