/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    0
    On yedinci yüzyıl Fransa'sının en ünlü sosyete fahişesi olan Ni-
    non de Lenclos, Marki de Sevigne'nin güzel ama zorlu bir kontesi el-
    de etmedeki sıkıntı larını açıklayışını sabırla dinledi. Ninon o dönemde altmış ikisindeydi ve aşk konusunda son derece deneyimliydi; marki
    ise yirmi iki yaşında, yakışıklı ve gösterişli bir delikanlıydı, fakat roman-
    tizm konusunda son derece deneyimsizdi. Ninon başlangıçta marki-
    nin hatalarını dinlemekten hoşlanıyordu, ama sonunda sıkılmıştı . H iç-
    bir alanda, özell ikle de kadınları baştan çıkarma konusundaki becerik-
    sizliğe dayanamadığı için genç adamı kanatları altına almaya karar
    verdi. Öncelikle marki, her general gibi, bunun bir savaş ve güzel kon-
    tesin de dikkatle kuşatılması gereken bir kale olduğunu anlamalıydı.
    Her adım planlanmal ı, ayrıntılara ve nüanslara aşırı dikkat edi lerek uy-
    gulanmal ıydı.
    Ninon markiye harekete geçmesi talimatını vererek kontese biraz
    mesafeli, biraz da kayıtsız bir tavırla yaklaşmasını söyledi. ikisinin yal-
    nız olduğu bir başka sefer kontese potansiyel bir sevgili gibi değil, bir
    arkadaş gibi sırlarını açmasını istedi. Bunun amacı kontesi yanıltmak,
    belki de yalnızca arkadaş olarak ilgileniyor benimle, diye düşündürt-
    mekti.
    Ninon planlar yapmaya devam etti. Kontesin kafası bir kez karış-
    tıktan sonra sıra onu kıskandırmaya gelecekti. Sonraki karşılaşmada
    Paris'teki büyük bir şölene yanında güzel, genç bir kadınla gelecekti
    marki. Bu genç kadının aynı derecede güzelliğe sahip genç arkadaş-
    ları olacaktı, böylece marki nereye dönerse dönsün etrafında Paris'in
    en çarpıcı genç kadınları bulunacaktı . Kontesin içi yalnızca kıskançl ık-
    la kaynamakla kalmayacak, markiyi başkaları tarafından da arzulanan
    biri olarak görmeye başlayacaktı . Bunu markinin anlamasını sağlamak
    Ninon için çok zordu, ama bir erkekle ilgilenen kadının o erkekle baş-
    kalarının da ilgilendiğini görmek istediğini sabırla anlattı markiye. Böy-
    lesi markiye hemen değer kazandırmakla kalmayacak, onu başkaları-
    nın elinden kapmak daha da tatmin edici olacaktı.
    Kontesin ilgi ve kıskançlığını uyandırdıktan sonra sıra onu ayart-
    maya geliyordu. Ninon'un tal imatlarıyla marki kontesin kendisini gör-
    meyi umduğu yerlere gitmeyecekti. Sonra birdenbire daha önce hiç
    gitmediği, ama kontesin çoğu kez katıldığı salonlarda ortaya çıkacaktı.
    Kontes markinin hareketlerini tahmin edemez olacaktı. Bütün bunlar
    başarılı bir baştan çıkarmanın ön şartı olan duygusal şaşkınlık duru-
    muna itecekti onu.
    Bu hareketlerin uygulanması birkaç hafta sürdü. Ninon markinin
    ilerleyişini izliyordu: Ajan ağı aracılığıyla kontesin markinin esprilerine
    daha fazla güldüğünü, hikayelerini daha yakından dinlediğini öğreni-
    yordu. Kontesin birdenbire marki hakkında sorular sormaya başladığı-
    nı duyuyordu. Arkadaşları ona kontesin sosyal toplantılarda markiyi
    arayıp bulduğunu, onun adımlarını takip ettiğini söylüyorlardı. Ninon
    genç kadının markinin büyüsüne kapı ldığından emindi. Birkaç hafta
    ya da bir iki ay sözkonusuydu, ama her şey yolunda giderse kale dü-
    şecekti.
    Birkaç hafta sonra marki kontesin evindeydi. Yalnızlardı. Marki ta-
    mamen farklı bir adam olmuştu, Ninon'un talimatlarını izlemek yerine
    kendi içgüdülerine göre hareket ediyordu. Kontesin elini ellerine alıp
    onu sevdiğini söyledi. Genç kadın şaşkın görünüyordu, markinin bek-
    lemediği bir durumdu. Kontes kibar bir şekilde özür dileyip yanından
    ayrıldı. Gece boyunca markiden gözlerini kaçırdı, markiye iyi geceler
    dilemek için orada bulunmadı. Onu ziyarete gittiği sonraki birkaç se-
    ferde kontesin evde olmadığı söylendi kendisine. Kontes sonunda
    markiyi kabul ettiğinde birlikte olmaktan rahatsızlık duydular. Büyü bo-
    zulmuştu.
    Yani AMK
    Ninon de Lenclos aşk sanatı hakkında her şeyi bil iyordu. Döne-
    min en büyük yazarları , düşünürleri ve politikacıları onun sevgilisi ol-
    muştu: La Rochefoucauld, Moliere ve Richelieu. Baştan çıkarma onun
    için bir oyundu, beceriyle uygulanması gereken bir oyun. Yaşlandıkça
    ve ünü arttıkça Fransa'nın en ünlü aileleri aşk konusunda eğiti lmek
    üzere oğullarını ona gönderir olmuşlardı.
    Ninon kadın ve erkeğin birbirinden çok farklı olduğunu biliyordu,
    ama iş baştan çıkmaya gelince ikisi de aynı şeyleri hissederlerdi. De-
    rinlerde çoğu kez baştan çıkarı ldıklarını seziyor ama yine de teslim
    oluyorlar, çünkü yönetilme duygusu hoşlarına gidiyordu. Kendinizi
    serbest bırakıp bir başka insanın sizi yabancı bir ülkede gezdirmesine
    izin vermek bir zevktir. Ancak baştan çıkarmada her şey telkine bağlı-
    dır. Niyetinizi duyuramaz ya da sözcüklerle doğrudan açıklayamazsı-
    nız. Bunun yerine hedefinizin yolunu şaşırtmalısınız. Sizin rehberliğinize teslim olmak için yeterince şaşkın hale gelmiş olması gerekir. işa-
    retlerinizi karıştırmal ısınız; başka bir kadın ya da erkekle (yem) ilgileni-
    yor görünmelisiniz, sonra hedefle ilgilendiğinize dair ipucu vermelisi-
    niz, ardından kayıtsızmış gibi görünmelisiniz. Böylesi bir davranış biçi-
    mi yalnızca insanı şaşırtmakla kalmaz, heyecanlandırır da.
    Bu hikayeyi kontesin bakış açısından düşünün: Markinin birkaç
    hareketinden sonra onun bir tür oyun oynadığını sezdiyse de, oyun
    ona zevk verdi. Nereye doğru gittiğini bilmiyordu, ama ne kadar uzar-
    sa o kadar iyiydi. Markinin davranışları onu meraklandırmış, her bir
    hareketi bir sonrakini beklemesine neden olmuştu; kıskançlık ve şaş-
    kınlık bile hoşuna gidiyordu, çünkü bazen herhangi bir heyecan gü-
    venliğin verdiği sıkıntıdan iyidir. Belki markinin gizli bir sırrı vardı; çoğu
    adamın öyleydi. Ama bekleyip görmeyi istiyordu ve belki de eğer ye-
    terince bekletilseydi markinin neyin peşinde olduğu o kadar önemli ol-
    mayacaktı.
    Ancak markinin ölümcül "aşk" sözcüğünü kullanmasıyla bütün
    bunlar değişti. Bu artık hamlelerden oluşan bir oyun değil, basit bir ih-
    tiras gösterisiydi. Niyeti ortaya çıkmıştı: Kendisini baştan çıkarıyordu.
    Bu durum markinin yaptığı her şeyi farklı bir şekilde aydınlattı. Daha
    önce çekici görünen her şey artık çirkin ve hileli görünüyordu; kontes
    utanmıştı ve kendini kullanılmış hissediyordu. Kapı bir daha hiç açıl-
    mamak üzere kapanmıştı...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster