/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +1
    Bölüm - 1: DAHA RAHAT SIÇABiLMEK

    Dayımın eşi doğum yapacağı için annem bugün hastanede onu bekleyecekti. Babam da iş için şehir dışına gitmişti. Bu yüzden dedemlerde kalmak zorundaydım. O zamanlar daha on iki yaşlarındaydım. Yarın hayat bilgisi sınavım olduğu için dedemin evinde ders çalışmam konusunda uyarılmıştım.

    Dedem ve babaannem şehir merkezine uzakta, bir oda, bir mutfak sobalı bir evde yaşıyorlardı. Yaşlı dedem sürekli bir şeyler çizer ve tasarlar, tasarımlarını evin bahçesindeki küçük atölyesinde üretirdi. Elinden pergeli ve kalemi hiç ekgib olmazdı. Kendi çapında icatlar yapan ilkokul mezunu bir bilim insanıydı. En son icadı ise bir tuvaletti. Yaşından dolayı alaturka tuvalette çömelip kalkamadığı için kendisine rahatça ihtiyaçlarını giderebileceği bir tuvalet yapmıştı. Annem beni oraya bıraktığında ise dedemin bana ilk sözü şu olmuştu:
    -Hadi gel sana muhteşem eserimi göstereyim.

    Tuvaletten etkilenmemek mümkün değildi. Tavanında sarı ışık saçan bir akkor lamba vardı. Aşırı garantici olan yaşlı kurt, işini yaparken elektriklerin gitmesi ihtimaline karşın duvara monte ettiği rafa mum ve çakmak koymuştu. Mum ayrıca güzel koku yayılmasını sağlıyordu Rahatça abdest alabilmek için ayak hizasına ve el hizasına yerleştirdiği üst üste duran iki musluk ve hemen önündeki oturak oldukça garip duruyordu. Klozet alaturka sistemin üzerine inşa edilmişti. Hijyenik olsun diye kapağı ayakla pedala basınca açılacak şekilde tasarlanmıştı. Klozet dediğime bakmayın. Alafranga tuvaletteki klozetlere hiç benzemiyordu. Oturma alanı lastikli ve yaylı bir mekanizmaydı. Yaylar oturulduğunda amortisör etkisi yaratıyor ve lastik de soğuk fayansla teması engelliyordu. Dedemle gurur duyuyordum.

    Tuvalet gösterisi bittikten sonra içeri geçtik.
    Ben hemen kitaplarımı çıkarıp sobanın kenarına oturup ders çalışmaya başladım Babaannem ve dedem ise televizyonda haberleri izleyerek meyve yiyorlardı. Dedem yeni tuvaletini kullanma isteğinden olsa gerek dişleri olmamasına rağmen babaannemim ona bıçağın ucunda uzattığı elmaları adeta çiğnemeden yutuyordu. Sonunda beklenen an gelmişti. Dedem oldukça gururlu bir ses tonuyla
    -Ben sıçmaya gidiyorum dedi.
    Babaannem de ona:
    -Hadi kolay gelsin sana kocamanım. zütünün rahatını biliyorsun dedi.
    Dedem:
    -Zahide bir kere geliyoruz dünyaya, yakında göçüp gideceğiz zaten Bari ölene kadar kolay bir yaşantımız olsun diyerek cevap verdi.

    Dedem tuvaletteyken babaannem de sobanın üzerindeki ibrikteki suyun sıcak olup olmadığını kontrol ediyordu. Çünkü birazdan dedem elini yıkamak için sıcak su isteyecekti.
    Gitmesinin üzerinden on dakika geçmişti ki tuvaletten gelen acı bir sesle irkildik. Aslında bu ikinci irkilişimizdi. ilki dedemin osuruğunun sesiydi. ikincisinde ise dedem Zahide, diye bağırıyordu. ilk önce sıcak su istediğini düşünsek de bu bağırış su isteme bağırışı olamazdı. Babaannem ve ben hemen koşarak tuvalete gittik. Babaannem yaşlı olduğundan benim arkamda kalmıştı hemen beni geriye çekerek tuvaletin kapısını açtı. Gördüğümüz manzara ise gerçekten inanılmazdı Klozet zavallı dedemi vakumlamıştı. Oturduğu lastik alan kırılmış ve dedem beline kadar alttaki geniş boşluğa düşmüştü. Ayakları havada kalmış ve iki büklüm oluştu. Lastik ise içeride malum yaşlılık sebebiyle buruşan poposunu daha da sıkıştırmış ve sonuç olarak dedem klozetin içinde kalmıştı.

    Klozet çay bardağına benziyordu. Oturulan alan genişti ve dedemin poposu ise daralan alanda sıkışmıştı. Dedemi ne kadar çekmeye çalışsak da oradan çıkaramamıştık. Evin çevresinde başka kimse yaşamıyordu. Annem hastanede babam ise şehir dışında olduğundan babaannem itfaiyeyi aramıştı. Neyse ki itfaiye hemen geldi. Ekipler geldiğinde onlar da manzara karşısında şok olmuştu. Dedemi yarım saat süren bir çabanın karşısında o korkunç alandan çıkardılar.

    Dedem çıkar çıkmaz donunu yukarı çekti ve hepimize
    -Ulan az daha tak yoluna gidiyorduk dedi.
    Herkes kendinden geçmiş bir şekilde gülüyordu. Babaannem dedeme
    -Allah seni bana bağışladı kocamanım diyerek sarıldı.

    Bir itfaiye eri ise tok sesiyle dedemin tuvaletin kapısına asetat kalemle yazdığı şu yazıyı okudu.
    “Bilim, iyi zamanlarda servet, kötü zamanlarda bir sığınak ve iyi bir yol göstericidir. - Aristoteles”
    Sonra da dedeme dönerek:

    -Dede sen bırak şu bilim, icat işlerini. Neyine gerek senin bilim dedi ve gittiler. Ben de dedemin kapıya yazdığı o yazıyı itfaiye eri okuyunca fark etmiştim.
    Sonunda bu garip gün bitmek üzereydi. Yatağıma uzandım ve bu yazı hakkında uzun uzun düşündüm.
    Dayımın ise bir oğlu olmuştu…

    Devamı gelecek
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster