1. 26.
    0
    edebiyatını mı yapmalı yoksa susup dinlenmeli mi? edebiyatını yapmaya kalksam tabir bulamam. sussam içerisi razı değil. fernando pessoa 'nın bir cümlesinde sıkıştım. halbuki pessoa 'nın sıkıştığı alan en dar alan. öyle desen, değilim. böyle desen, değilim. belki her bir hal ile benzerim, belki hiçbir hale benzemem. sıkıştım. belki kant 'ın dil felsefesinde, belki nietzsche 'nin varoluşunda, belki buda 'nın duruluğunda, belki da vinci 'nin sırrında, belki benin kafasında. "yahut gidiyorum ilerideki ben'e?" dediğim anda einstein 'ın kuramında sıkışıyorum. zaman. umuru daire alanına bakabildiğimiz için öncenin bir önemi yok. şimdi, şimdi önce oldu. bir tek gelecek var, o da anında şimdi oluyor, anında geçmiş. "yoksa her şeyden önce yerleşik düzene mi isyan etmeli?" derken tüm insanlar geliyor akıla. bir şeyler yapmışlar, bir şekilde baş kaldırmışlar. sonuç? yoklar. boş ver, değişmiyor varoluş. her şey değişiyor, varoluş değişmiyor. düşünülenler, eyleme geçirilenler yok oluyor. sanki boşluğa yumruk atıyoruz. ebediyette verilmiş her şeye hali hazırda sahibiz. yahut yorumlamak istiyoruz ve yorumluyoruz. hamur gibi şekillendirdiğimiz benliği bir kaba uydurmaya çalışıyoruz. varoluşun edebiyatı yapılmıyor. en iyisi boş verip dinlemek. sadece dinlemek.

    belki beklemek.
    belki.
    ···
   tümünü göster