1. 1501.
    +2
    Elbette anlamadan, tartmadan, düşünmeden her şeye hak ettiği olan değeri vermek mümkün olmaz. Bunu hakkıyla yapabilmek keskin bir aklın getirisidir. Yunus 100 artık kültleşmiş durumda; caner taslaman, emre dorman, mehmet okuyan gibi akıl ile dini bildirmeye çalışan değerli insanlar da sıklıkla kullanıyor bu ayeti.

    Umursamamak da sürecin sonunda oluşan bir eylem. Her şeyi ilüzyonlardan arınık görebildiğin durumda değersizlik alanına giren olguları giblemiyorsun. Bunlar toplum tarafından oldukça değer görebilir, fakat apple'dan etkilenmeyen altair örneği gibi oluyorsun. "Liseliye bağlamamak" kısmı ise henüz bunları idrak edemeden sırf tcma dedi diye "fak yeaaa giblemiyorum" kuruntusuna kapılma konusunda bir uyarı. Çünkü süreç içerisinde neyin ne olduğunu aklınla ayırt etmen ve bazı olguları ise doğrudan tecrübe etmen gerekiyor. Nitekim bu sebeple saha görevi vs. var.

    Rum 30'da da vurgulanan insanın içinde olan fakat farkında olmadığı o "dosdoğru din" nasıl açığa çıkacak? Neden farkında değil insanlar? Bunun cevabı başlıkta. Kitle düşünmektense ölmeyi tercih edebilecek kadar batağa saplanmış durumda, bu sebeple güdülüyorlar. Başlıkta her şey akıl, sorgulama ve tefekkürü işaret ediyor; fakat bunu bilinç düzeyinde yapmıyor tcma, çünkü ortam müsait değil. Bakın beyler ben çok düşündüm, tefekkür ettim, öyle ki çoğu mevzuyu kafamda simule ederek bile çözebilecek kadar aklımı geliştirdim vs. dese "hastir len" cevaplarıyla başlık bugünkü etkisini yaratamazdı. Primatların bile içine işleyebilecek sanatsallık işte kullanılan, pozitif NLP diye somutlaştırılan olay.
    ···
   tümünü göster