johann reichhart

8 kuşaktır cellat olan ailenin en şanslı bireyi.. en şanslı diyorum zira mesleğini nazi almanyası yıllarında icra ederek hatırı sayılır birikim yapmıştır. tabii parayı doğrudan nazilerden değil de, idam ettiği kişinin ailesinden tahsil ediyor, "cenaze - dosya masrafları - pul gideri" gibi masrafların tamdıbını, hemen oracıkta aileden tahsil ettiği için idam işlerini hızlandırarak taşınabilir giyotini icat etmiş, bu giyotini kamyonetinin arkasına attığı gibi, nazi düşmanı "vatan haini yani" olarak idam cezasına çarptırılmış kimselerin adreslerine uğrayıp, hemen oracıkta tavuk gibi kafayı uçurup, parasını cebine koyarak bir sonraki adresin yolunu tutan sevgili celladımızın, kendi için söylediği şu cümle işleri ne kadar hızlandırdığını anlamamız açısından önemli.. "yanıma gelen kişiyi 4 saniye içinde idam edebilirim".. savaşın son yılına kadar 3000 üzerinde insanı infaz eden bu arkadaş, savaş bittikten sonra müttefik devletlerin eline geçiyor, kendisine "ya ömür boyu ceza yatacaksın, yada savaş suçlusu üst düzey asker ve nazi memurlarını idam edeceksin" teklifini, hiç şaşılmayacak şekilde kabul ederek başlıyor ve bu defada kendi halkını idam etmeye.. ironik.. ama adam işin de tam bir uzman.. binlerce kişinin katili olmasına rağmen en ufak bir rahatsızlık duymayan bu arkadaş için, kendi vatandaşlarını idam ederken rahatsızlık duyduğu söylenir. kendisi 1979 yılında hayatını kaybetmeden önce, oğullarından birinin baba mesleği yüzünden intihar edişi, akabinde karısının terk etmesi gibi ailevi sıkıntılar çekmekle beraber, sevilmeyen, kimsesi olmayan yalnız bir adam olarak yaşama veda etmiştir. geride bıraktığı tek güzel şeyse, bir dönemin alman "idam isterük"cülerine karşı gelerek fikir beyan etmesi olarak görebiliriz.