Şu an aynaya baktığınız da gördüğünüz kişi, sizin ruhlar aleminde kendinizin tasarladığı, ruhunuzun bu dünya ile entegre olması için geliştirilmiş, çok gelişkin bir araçtır.

Bir an için, aynaya bakarken gördüğünüz vücudun sizi bu dünyada taşımak için varolan bir aracı, araç olduğunu düşünün.
Farkındalığını değişecek ve gelişecek.

Siz, biz aslında sadece birer ruhuz. Bu hayatı deneyimlemek için insan denen bu vücutları içine giriyoruz, ışınlanıyoruz ya da doğrusu doğuyoruz.

Vücudunuz yaşadıklarınızı deneyimlemeniz için sadece bir araçtır, bu dünya için giydiğiniz giyisidir.

Ayna da gördüğünüz siz değilsiniz, sadece var oluş ofisinde tasarladığınız (severek tasarladığınız) en güzel giyisinizsiniz.

Görünüşünüzü beğenmiyorsanız, sanat her zaman en güzel olarak ya da yakışıklı olarak görmek istediğinizi göstermez. Her sanatçı, ki bu sizin ruhunuzdur, kendi öznelliğini yaratarak kendi yaratımını oluşturur.

Vücudunuzda beğenmediğiniz her ayrıntı bir sanat eserindeki kusursuzluğun kusurlu yansımasıymış gibi gözükür.