/i/Öneriler

Öneriler alıp verin, yaşantınıza can verin.
  1. 1.
    +3
    Öncelikle başlığımı öneriler altincisine açıyorum çünkü tavsiyelerinize ihtiyacım var. Hikaye çok uzun ama özetin özeti olarak anlatmaya çalışacağım ve lütfen sonuna kadar okuyup ne yapmam gerektiği konusunda yardımcı olun bana.

    ...

    Lisedeyken çok çılgın ve aynı zamanda aklı başında bir grubumuz vardı. Okulda ne olup bitiyorsa ilk biz öğrenirdik. Soruların çalınmasından tutun okulda eylemlere kadar her şey bizden çıkardı. Haliyle saygı duyulan bir gruptuk. En basitinden beden eğitimi dersi için okulun uyguladığı bir saçmalık yüzünden herkes tek tip okulun bize satacağı eşofman takımını giymek zorundaymışız. Bizim sayemizde yasaklar çiğnendi okulun önünde eylem başlatıp imza toplatıp herkesi örgütledik. Okulu kırıp eylemlere katılırdık(tabi hiç karakolluk olmadık ne şanssa). Ve tabi aramızda saf duygularla iki ergenin o tatlı aşkı vardı. Ben ve Ahmet. Ders durumlarımızsa ben teşekkür belgesini anca tutturabiliyordum, Ahmet ise hiç çalışmadan benle aynı seviyedeydi. Zaten öyle parlak öğrenciler de değildik. Bi ara okul radyosu açıldı. Orada sunuculuk yaptım,her şarkıyı Ahmet'e ithaf ediyordum. Planlarımız, geleceğimiz, hayallerimiz her anlamda o kadar ortaktı ki şimdi düşününce gerçekten dünyanın en masum ve gerçek aşkını biz yaşamışız.
    Neyse gel zaman git zaman son senemize geldik ygs lys vardı o dönem. Ben yaşadığım şehirden Felsefe bölümünü kazandım tercih verdim Ahmet de sosyoloji işletme gibi bölümler geliyor ama iş sıkıntısı olur diye bir sene daha hazırlanacağını söyledi. Ben tercih verdiğim için bizimkiler bi yandan hocalar bi yandan Ahmet bi yandan baskı kurdular böyle bir bölüm okuyup işsiz mi kalmak istiyorsun diye. Söylenenleri dikkate alıp bir yıl daha hazırlık yapmaya karar verdik. ikinci senemde küçük kardeşimin doğması, konsantrasyon bozukluğu yaşamam, hiçbir şeyden keyif almama gibi ergence sorunlar çıkartıyordum kendimce. Ahmet o dönem çok destek çıkıyordu : mesela beraber sokaklarda afişler asardık. Sokak eylemleri derken ailemizi bile saçma(ama o zamanlar çok mantıklıymış gibi) aksiyonlarımıza alet ederdik. Dünyayı biz kurtaracakmışız gibi hep bişeyler yapma derdindeydik. Bu arada sürekli hayallerimizi anlatırdık Ahmet'e birbirimize. Bir gün Mutlaka Norveç serüvenini yaşayıp orada yaşayacaktık diye. Hatta bir gün bana Norveç bayraklı bir şapka hediye etmişti. Bak işte Norveç başına geldi gibi ergen esprilerle beni mutlu ediyordu...

    ikinci yılın sonunda ilk yılda verdiğim tercihlerden dolayı puanlarımın da kırılması sonucu (ve tabi kendimi derslerime veremem de cabası) bana gele gele iç Anadolunun sıradan bir şehrinden vasat bir bölüm geldi, üstelik önlisans. Ahmet ise Ankara Hukuk kazanmıştı, bana bu müjdeyi verirken ben buruk bir sevinç yaşadım. Çünkü kendi derdindeydim, ayrıca hayatım boyunca benden iyi bir partnere tahammül edemedim. Hâlâ da öyleyim maalesef. Benimle beraber olan kişi her anlamda ya benimle aynı seviyede ya da benden alt olmalı. Eğer benden daha iyi bir statüdeyse mutlaka hayatımdan çıkartıyorum (evet bu anlamsız egomdan dolayıdır ama bunu açık açık konuşmadan bunu hissettirmeden sessizce bitiririm her şeyi).
    Bu arada bizimkiler istersem bir yıl daha hazırlık yapmam için dersane tutalım dedilerse de ben bu pgibolojik işkenceyi nir sene daha çekemem diyip kaderime razı oldum ve tüm geleceğimi o zamanki mantığımla belirledim. Tekrar tercih verdim ve Ahmet'ten ayrılma kararı aldım. Ahmet çılgına dönse de ben kararımı çoktan vermiştim ve bana ulaşamasın diye tüm sosyal hesaplarımı kapattım numaramı değiştirdim. Her ne tesadüfse o sene evimizi de başka yere taşıdık.
    Derken üniye başladım. O zamandan bu yana hep kısa süreli ilişkilerim oldu, hiçbiri gerçek aşk değildi. iki senenin sonunda mezun oldum. Türkiye'nin acı gerçekleri iş hayatıyla boğuşmak...

    Yine kısa süreli devlet sektöründe sözleşmeli çalıştım, sonra farklı farklı özel sektörler. Ama hiçbirinde mutlu değildim.
    Bu arada yakın arkadaşımla hâlâ yurt dışı planları yapıyoruz ve tabi ülke belli. Norveç.
    Araştırmalar, araştırmalar derken turizmci bir arkadaşımla yollarımız kesişti. Ona gelecek planlarımızı aktarırken öncelikle turlarla gitmemizi tavsiye etti. Bu turizmci arkadaşımız da istanbul'da bilinen bir tur firmasında sosyal medya uzmanlığı yapıyor. Bu sefer bir ayağımız istanbul'a geldi sürekli. Biz uzun görüşmelerimizin ardından turlarla gitme kararı verdik. Oslo'ya uçma zamanımız gelmişti. Küçüklüğümüzden beri en büyük hayalimiz olan ülkeye gidecektik. Heyecanımız zirvedeydi.
    Gittik gördük gezdik muhteşem doğası ve atmosferi her şey mükkemeldi. Kelimelerle anlatılmaz anlardı. Tekrar Türkiye'ye dönüşümüzde şu turizmci arkadaşımla hep irtibat halindeydim. Kaderimin dönüm noktasındaydım biliyorum. Onun sayesinde bir çok çevre edindim. Karaborsacılardan tut ünlülere kadar herkesle kaynaştık...

    Yakın arkadaşımla gözümüzü karartıp tekrar turlarla gidip TR'ye dönmemeyi düşünüyorduk. Çünkü Norveç yaşam kalitesi açısından doğası, insanları, ekonomisi her anlamda bir huzur ülkesiydi. Ve norveç neyse türkiye tam tersiydi.
    Neyse biz bu kararımızı turizmci arkadaşıma anlatırken o daha iyi bir fikir sundu bize. Ana merkezi Oslo'da olup istanbul'da da bir ayağı olan bir firmada iş önerdi. Onun vasıtasıyla bu işe girip sonrasında iş kolu üzerinden ana merkeze yani Norveç'e yerleşmemiz daha kolay olacaktı. Ayrıca kaçak falan da değil tamamen resmi şekilde. Biz tabi bu fikre hemen olumlu diyip atladık. Üç aya yakın bu firmada çalıştıktan sonra turizmci arkadaşımın da araya önemli torpilleri devreye sokması sonucu ben Norveç'e gittim. Tam 21 günün sonunda yakın arkadaşımı da yanıma aldırdım. ilk etapta kalacak yer vs her şeyi şirket ayarladı. Sonra bikaç ayın sonunda ayrı eve çıktık bağımsız şekilde. Her şey hayal ettiğimden bile güzel gidiyordu. Neredeyse bir sene olacak Oslo'dayım ve her şey muhteşem ötesi. işimde çok hızlı ilerledim. Keza arkadaşım da öyle.
    ...
    Ve dün öyle bir mesajla karşılaştım ki tüylerim diken diken oldu. Bir norveç koduyla gelen mesaj ama Türkçe

    'Seninle yasaklı yollarda devrim afişlerini asmayı özledim'

    Bu Ahmet miydi... Ama imkânsız.

    Dışarı hava almaya çıktım etraf sessiz ve buz gibi... Tıpkı o izlediğimiz yabancı korku filmleri gibi.
    Bu sabah ofise bi uğrayayım dedim. Liste işlemleri için yetiştirmem gereken bir evrak vardı. Koltukta arkası dönük yatırım uzmanına sordum ve bir döndü ben şok 😱

    Hiç değişmemişti uzun kirpikleri, kömür karası gözleri, belirgin elmacık kemikleri, o sıcak ve samimi gülümsemesi. Mütevazı ama kendinden emin duruşu. Şakaklarındaki çıkan erken beyazları saymazsak, geçmişten önüme bir Ahmet gelmişti. ilk on dakika kendime gelemedim. Hiçbir şey demeden odadan ayrıldım. Bu nasıl olur imkansız bir rüya olmalıydı her şey.
    Peşimden hızlı adımlarla ilerledi. Herşeyin hesabını soracaktı...

    Ankarada hukuk okurken siyasi eylemlere karışıp hapis yatmış ve kaçmış. Şu an Tr'de kırmızı bültenle aranan adam şu an Norveç'te çalıştığım şirkete %51 hisseyle oratk olmuş. Ayrıca bu kadar hızlı ilerlemem de onun sayesindeymiş ve Turizmci arkadaşıma bu işi o tavsiye etmiş. Tam bir yılan hikayesi. Kader beni yine en başa dönmem konusunda zorluyor.

    Kafam o kadar karışık ki dünya bu kadar küçük olmamalıydı. Her şeyi bırakıp yine Türkiye mi yoksa ilk ve gerçek aşkla Norveç mi?

    Her ikisi de çok zor çok karışık duygular içerisindeyim :|

    Tam bir yılan hikayesine döndü benimki.
    ···
   tümünü göster