Gece sabaha kadar film izleme planımı harekete geçirmek için evimizin hemen altında bulunan bime abur cubur almak için indim. içeriye girince, etrafı gözümün altından hafifçe süzdüp, favori yiyeceklerimin olduğu yere doğru yürüme başladım. Fazla bir şey almayacağım için sepet veya alışveriş arabasına ihtiyaç duymadım. Cips, çikolata birazda içecek alıp kasaya geldim.

Önümde iki müşterinin malzemeleri geçerken, sırada beklemeye başladım. Benim alacağım ürünler kasadan geçerken, karşı tarafta gördüğüm kadına bakakaldım. Böyle bir güzellik yok abi diyorum kendi kendime...

Öyle dalmışım ki arkamda 7-8 kişilik sıra oluşmuş. Parayı, kasiyer ablamıza uzatırken parayı yere düşürdüm ve para, havada bir kuş misali süzülerek yere düştü. Kasiyer ile paranın düşüşüne kadar izledikten sonra kafamı kaldırıp kasiyere bakmam bir oldu. Bu kasiyer için bardağı taşıran son damla olmuştu... Sinirle;
"Sen ne olduğunu sanıyorsun?" diye bağırınca tüm dikkat bizim üstümüze çevrilmişti, o güzel kadında dahil... Altta kalamazdım incici ruhum ateşlenerek, damarlarımda baykuş sesleri ötmeye başladı.
Hemen yapıştırdım cevabı;
"Bunu anana sorsana delikanlı" kasiyer ayara bakakaldı. Gözlerinden süzülen yaş adeta slow mation\'da gibiydi. Arkada bekleyen teyzeler tüm ürünleri havaya fırlatıp ooo demeye başlamıştı, onların bu sevinç gösterilerinğn arasından o güzellik tanrıçası gelip kucağıma zıplayarak;
" bu nece ayardır ümstad" diyerek yanaklarımın üzerinde ellerini gezdirmeye başladı.
Dışarıdan gelen seslere odaklandım bir anda havai fişek patlıyor, binlerce insan ismimle slogan atıyordu. içeriye önce, guinness rekorlar kitabı görevlisi girerek bana doğru yürümeye başladı elinde bulunan "Dünyanın en iyi ayarcısı" ödülünü vererek you amazing! Dedi. Mutluluktan ağlamak üzereydim.

Kızla evlendik, bimin hisse senetlerinin %40'ını devraldım, guinness rekorlar kitabına girdim.

Buda böyle bir anımdır.