/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 26.
    0
    Saç nakli, kelliğe dirençli olan göğüs, bacak-kol, genital bölge vücut bölgelerinden, özellikle de enseye yakın başın arka tarafından alınan saç köklerinin, saçların döküldüğü bölgeye taşınmasıdır.

    Saç naklinde daha fazla tercih edilen başın arka kısmında bulunan (ensedeki) saç kökleridir. Erkeklerde ensedeki saç kökleri DHT (dihidro testosteron) hormonuna karşı duyarsız olduklarından daha az dökülürler. Vücudun diğer bölgelerinden alınan saç kökleri ise dökülmeme özelliğine sahip değildirler ve saç ekimi sonrasında tekrar dökülebilirler.

    Ancak kadınlarda erkeklerdeki gibi dökülmeme özelliğine sahip bir alan bulunmamaktadır. Bu sebeple kadınlarda yapılacak saç ekiminin başarı şansı erkeklerden daha azdır.

    Nakledilmiş saçlar da kalıtımsal (genetik) yapıdan etkileneceğinden zamanla döküleceği bilinmelidir. Son yıllarda saç nakline artan talep nedeniyle çok fazla reklamı yapılıp yaygınlaşmıştır ve rant kapısı olarak görülmektedir. Saç naklinde 1-4 saç hücresini barındıran saç köklerinin naklinin doktorlar tarafından yapılması gerekmektedir.

    Bugün, 1-4 hücre içeren doğal saç köklerinin ileri tekniklerle alınıp grup olarak transfer edilmesine FUT "Follicular Unit Transplantation" denilmekte ve saç kaybı/kellik problemi olan kişiler tarafından bu yöntem hızla artan şekilde tercih edilmektedir.

    Tarihçe
    19. yüzyılda kafa derisinin operasyonla yüzülerek başka yere cerrahi aşılama yöntemi kullanılmaktaydı. Modern nakil tekniği 1930'larda Japonya'da kaş ve kirpik naklinde kullanılmıştır. Yalnız bu yöntemi saç naklinde denememişlerdir. II. Dünya Savaşı'dan sonra izole olmuş Japonya'nın bu çalışmalarından onlarca yıl dünyanın haberi olmamıştır.

    Modern çağın ilk saç nakli haberi, 1950'lerde New York'ta dermatolog Orentreich'in erkek denekler üzerinde saç nakli yapmaya başlaması ile duyuldu. Öncesinde saçın nakil yapılması durumunda orijinali gibi gelişemeyeceği fikri yaygındı. Oysa Orentreich saçın geliştiğini ve kalıcı olduğunu denekler üzerinde gösterdi.

    Yirmi yıl boyunca cerrahlar saç aşılama konusunda çalıştı ancak bunların çok başarılı olduğu söylenemezdi. 1980'lerde Brezilya'lı Uebel saç naklini küçük çaplı da olsa kullanmaya başladı ve yöntem duyulmaya başladı. Esas popüler olması ise ABD'den Rassman'ın mikro cerrahi yöntemiyle bir seferde binlerce saç kökü nakli yapması ile başlamıştır.

    1980'lerin sonunda Limmer, üç boyutlu mikroskop ile kafa derisini incelemiştir.

    ilk olarak 1988 yılında Japonya’da, Masumi Inaba tarafından tanıtılan 1mm’lik punçlarla yavaş yavaş tıp dünyasında kendine yer bulmaya başlayan FUE yöntemi, 2002 yılında William R. Rassman ve Robert M. Bernstein sayesinde tıbbi literatüründeki yerini almıştır. 2007 yılında ise Dr. Miquen G. Canales and Dr. David Berman tarafından robotik fue saç ekim yöntemi geliştirilmeye başlamıştır. Robotik saç ekiminin temelini FUE saç ekimi yöntemi oluşturur.

    Yan etkiler (komplikasyonlar)
    Saç ekimi operasyonlarından sonra karşılaşılan komplikasyonların başlıcaları aşağıda sıralanmıştır:

    Kanama: Greftlerin alındığı veya yerleştirildiği sahalardan kanama oluşabilir: Bu komplikasyonun olmaması için mutlaka işlemden önce hastanın kanama profili değerlendirilmeli buna yönelik gerekli laboratuvar incelemeleri yapılmalı ve kanamayı artırma potansiyeli olan ilaçlar operasyondan yeterince önce kesilmelidir.
    Enfeksiyonlar: Saç alınan veya ekilen sahalarda enfeksiyon gelişmesi çok nadir görülen komplikasyonlardır. Bunun nedeni kafa derisinin çok iyi kanlanması nedeni ile enfeksiyonlara olan doğal direncidir. Fakat bir enfeksiyon görülmesi halinde sistemik olarak verilen antibiyotiklerle tedavi edilmelidir.
    Saç köklerinin alındığı sahada kötü yara dokusu oluşması: FUT metodu ile yapılan saç nakillerinde daha çok görülür. Cildi müsait olanlarda veya kötü teknik kullanılanlarda görülme ihtimali daha yüksektir.

    Saç alınan sahada his kaybı: FUT tekniği uygulanan hastalarda nadiren görülebilir, uygun tedavilerle genellikle kaybolur.
    Dermoid kist: işlemden birkaç hafta sonra belirirler, ekilen saç köklerinin fazla derine yerleştirilmesinden kaynaklanırlar. Ekim işlemini yapan kişi saç kökünü yerleştirmezden önce alıcı sahayı iyice bastırıp kökü daha sonra yerleştirerek işlemi yapmalıdır.

    Parke taşı görünümü: Ekilen köklerin saç derisinin üzerinde kalması durumunda oluşur. Saçlı deride kabarcıklar şeklinde bir görünüm oluşur.
    Yanlış yöne uzayan saçlar: Saçın ekildiği bölgedeki diğer saç köklerinin çıkış yönleri ile alakasız yönde uzayan saç kökleri genellikle kötü saç ekimi tekniğinden kaynaklanır. Ekim yapılırken saçın çıkış yönüne 30-35 derecelik açı yapacak şekilde ekilmemesi bu sorunun başlıca sebebidir.
    Hızlanmış saç kaybı: Saç kökleri ekilirken çevredeki diğer saç köklerinin zedelenmesinden kaynaklanabileceği gibi; saç ekim operasyonunun stresinden de kaynaklanabilir. Operasyon sırasında mutlaka keskin aletler kullanılmalı, körleşmiş aletler hemen değiştirilmelidir.

    kaynak: https://haberard.com/en-i...i-ve-sac-ekimi-fiyatlari/
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster