fringe

Yıllar önce izleyip bitirmiştim. Karantina dolayısıyla bir tur daha atayım dedim. Hani çok sevdiğin bi dizi olur keşke unutsam bi daha izlesem dersin ya. Amk şaka gibi unutmuşum baya dizideki önemli kırılma noktalarını falan. Aşırı mutlu oldum. Neyse bir kez daha bitirdim ve yine bi ufak çaplı depresyona girdim.
Dizinin bilim kurgu yönü ağır basıyor gibi görünse de aslında karakterlerin arasında zamanla gelişen dostluk ve bağlar insanı daha çok çekiyor içine belki de. Bunda oyuncuların yetenekleri ön plana çıkıyor tabi... En çok da walter bishop'ı canlandıran abimizin mükemmel rol yeteneği.. Daha sonra peterın sempatik cana yakın aynı zamanda kurnaz bi herif oluşu. Bana göre yetenek olarak gölgede kalan tek oyuncu anna torv diyebilirim ama sonuçta olivia karakteri için de kötü bir çocukluk geçirmiş babasını öldürmeye teşebbüs etmiş birisi diyebiliriz. Soğuk ve mimiksiz oynamış olmasını ona bağlayarak çok da sorgulamamak lazım.
Ek olarak en duygulandığım sahnelerden birini yazmak istiyorum. Walter'ın Çin mahallesinde son jetonu kalana dek bir sürü numara çevirmesi ve bir türlü peterın numarasını hatırlayamaması. Oradaki çaresizliği, ağlaması. O kadar müthiş bir oyunculuk ki gerçekten kolay kolay ağlamam diziye filme. O sahnede hüngür hüngür ağlamıştım dıbına koyim. Daha sonrasında Çinli kadınla pervasızca yemek yerken peterın gelmesi falan skskzks sanki az önce ağlayan sen değildin amk bayılıyorum herife.
Sonuç olarak izleyin izlettirin..