/i/Erkekler

XX değil, XY
  1. 1.
    +7 -1
    Merhaba incidaşlar,

    Boşanmış bir erkek olarak sizlere içimi dökmek istiyorum.

    Bakın 2 senelik flörtümden (6ayı askerlik,6ay nişan) sonra 10 sene evli kaldım. Evlendiğimde 26 yaşındaydım, platonik aşklarım olmuştu ama karım ilk sevgilimdi. Yanlış duymadınız bakir bir erkektim. Eski eşim de neredeyse benim gibiydi, taassupları vardı. Hâlâ da vardır. Çok kazandırmasa da popüler bir işim vardı. (Hâlâ da öyle, ancak çok olmasa da standartların üzerinde kazanıyorum)

    Evliliğimin ilk senesinde aslında hata yaptığımı, ortak yanlarımızın çok az olduğunu, hobilerimizin, kültürel eğlencelerimizin asla aynı olamayacağını, bu nedenle de hiçbir zaman iyi derecede anlaşamayacağımızı anladım. Tamam seviyorsun, koruma içgüdün var, kaybetmek istemiyorsun. Toplum baskısını hiç düşünmedim tamamen saf, insani niyetle evliliği bozmayı değil nasıl toplarımı aradım. Belki size okurken itici gelecek ama, bu kadın toplum baskısından dağılır, o benim helalim ve ben buna o sözü verdim, boşanmak gibi bir olasılık yok devam dedim. Baktığınız zaman benim için çok büyük bir fedakarlık, ama kadın gözüyle bakınca sen kime acıyorsun lan p.venk diyebilirsiniz. Hak veririm.

    Neyse empati neticesinde bu evliliği kotarmanın, katlanılır hale gelmesinin (tamamen aptalca bir kararla) eski eşimin çok istediği birşeyle yani çocukla olacağı kanaatine vardım.

    8. ayımızda hamile kaldı, ve 2011 senesinde bir oğlumuz oldu. Çok garipti aniden büyüdüm. Annemin, babamın, hayatta hep nefret ettiğim babacığımın bana neden nefret ettiğim şekilde davrandıklarını anlamaya başladım. Aslında çocuğun olunca senin hayatının bittiğini, çocuğun için yaşamaya başladığını gördüm. Belki bu yaptığım yanlıştı ama emin olun bu dediğimi çocuğu olmayanın anlaması mümkün değil. (nereden biliyorum, çünkü ben de otobüste, uçakta ağlayan çocukların ailesine çatan, yapmasaydın diyen tahammülsüz mallardan biriydim)

    Velhasıl bu taktik 2 sene kadar tuttu. Oğlumuz bizi toparladı, yeni meşgalemiz oldu. Ancak bu sefer başka problemler başgösterdi. Benim ilgisiz olduğumdan sıkça sözeden eski kadınım tepkisini çok sevdiğim çocuğumuzla az ilgilenmeye başlayarak göstermeye başladı (isteyerek ya da istemeyerek ama bu çok irrite edici bir durumdu).

    Tabii benim lügatımda boşanmak yok, kaç defa dillendirdi ama asla, kat'a, olmaz !!!

    Ben ne yaptım onun yapmadığı veya bence gerektiği kadar yapmadıklarını kendim yapmaya başladım. Başlarda bu çocuğun altını değiştirmek iken(bir iki kezden bahsetmiyorum, ben oğlumun bezini annesinden 1000 kat daha fazla değiştirmuşimdir), çocuğun sütten kesilmesiyle zaman zaman karnını doyurmak, onun tüm gün vakti varken oha bir yorgunlukla çocuğu dışarı çıkarmak oldu. Bunlar çocuğun gerektirdiği şeyler diye sineye çektim.
    Ancak çektikçe bu sorumluluk daha fazla bana kalmaya başladı. Hem eşek gibi çalışıyorum, hem çocuğu neredeyse tek başıma büyütüyorum, hem de trip yiyorum ilgisizsin diye şikayet ediliyorum.

    Tabii ben fıttırmak üzereyken dedim ki senin çalışman gerek evde durdukça kendine güvenin iyice gidiyor, hem kendini hem beni yiyorsun(benden önce ailesi hep çalışmak zorunda bıraktığı ve ayrıca vasıflı bir işi olmadığı için, saçma sapan yer ve saatlerde çalışmasını istemedim kıyamadım). Elin marifetli, çok güzel pasta yapıyorsun gel bu işin üzerine düşelim dedim. MSA'yı kazandı, 1.likle bitirdi. Meslek sahibi oldu, başarılı da oldu. Para kazanmaya başladı, kendine güveni geldi.

    Tabii bu arada çocuk iyice bende, okula zütür, karnını doyur, sabah uyandır akşam yatır. Yetmezmiş gibi ev işleri de bana kaldı. Zamanla temizlik, toplama derken çamaşır, ütü hatta yemek !!

    Lafa gelince evlilik sorumluluk müşterek, ama bizde elimi attıkça herşey bana kaldı. E tabii bunlar ciddi pgibolojik birikimler, yıpratıyor. Değil aşk, sevgi telefonun öttüğünde kalbin pırpır atan kadından artık nefret başlıyor. Tabii kendin yok  artık çocuğunun hayatı var. Onun pgibolojisi için e bu kadın da çekilmez değil onca yaşanmışlık var, asgari müştereklerde buluşup, çocuğumuz için birlikte yasamaya devam etmenin yollarını arayalım diyerek, yaklaşık 2 sene boyunca zorla ikna ederek pgibiyatriste gittik. Birlikte, terapi aldık. Ve doktorun ilk randevuda söylediği siz boşanın oldu! Ya Hu dedik biz bunu biliyoruz, buraya boşanmamak için geldik.

    Neyse ilaçlar başladı, bana Lustral, Anafranil ona Lustral, Sülpir. Aaa biz kaymak gibi olduk. Çok iyiyiz hiç derdimiz kalmadı. Bir sene kadar böyle devam ettik ancak ilaçların yan etkileri bizi bırakmaya itti. (Alkolik gibi terletmeler, kilo aldırma, cinsel iktidarsızlık vb.)

    Sonra sen bıraktın ben bıraktım tartışmaları yetmezmiş gibi korunmamıza rağmen hiç planlarımızda olmayan bir gebelik oluştu. Buna asla hazır değildik, ne madden ne manen. Zaten mutsuz bir evlilik, bir çocuk ve maddi güçlükler varken!!

    Ben hiç istemememe rağmen, aldıralım diyemedim. Çünkü bu benim tek başıma verebileceğim karar değildi. Baktım çok da heveslendi. Allah verir rızkını dedim bunu da sineye çekmeye karar verdim ama içim içimi yiyor. Tabii bu halimi bilen akrabalarımdan biri çıkıp anlatıyor. Bu adam hiç istemiyor al bak yazdıkları, sen hayal aleminden çık. Zaten mutsuzsunuz, ilaçlarla ayakta duruyorsunuz sizin neyinize ikinci bir çocuk diye gerçekleri yüzüne vurunca istemeye istemeye çocuğu aldırmaya karar verdi. Ben de çok rahatladım ve destekledim. Ve kürtajdan sonra yokuş aşağı freni patlamış kamyon gibi inmeye başladık.

    Hani ben zor adamım, hep kabul ettim. Ama çok da fedakarlıklar yaptım. Ne kumar, ne alkol, ne karı-kız işleri ne arkadaş takılmaları hiçbirşeyim olmadı. Evime baktım, imkanım oldukça tatil yaptırdım, gezdirdim, yedirdim, içirdim vs. Bir sürü zorlukları birlikte atlattık. Ancak lanet olası pandemi ve öncesinde daha da lanet olası aqp'nin büyük  haksızlığı neticesinde işimden edilmemin zütürdükleri bu sıkıntılara ilave olunca artık ben senden boşanıyorum dedi.

    Ben tabi sallamadım, geçer yine dedim. Habire üsteledi. Bak dedi ana babayız, yüzyüze bakmamız gerek. Anlaşmalı boşanalım çekişmeliye zorlama beni dedi. Baktım durum ciddi, bu sefer hiç almıyormuşum gibi (içimden gelmese de çocuğuma ayrılık yaşatmamak için) alttan aldım, daha da fedakarlık yapacağımı söyledim. Yemedigim laf kalmadı, resmen beni ayrılığa ikna etti. ve tek celsede boşandık.

    Borçlar, oğlumuzun velayeti ve ev bende kaldı, o kendine bize yakın bir yerde ev tuttu. Şimdi daha iyi diyalog kurabiliyoruz çünkü sadece çocuk için konuşuyoruz.
    ···
   tümünü göster