/i/Erkekler

XX değil, XY
  1. 1.
    0
    Bir defa evliliğimi anlatan uzunca bir entry kaleme aldım (bkz: ) #208714114

    Pek alışık olunan bir durum değil tabii. Kadın boşanmak ister, adam istemez. Düzen bozulmasın, 8 yaşındaki oğlu etkilenmesin diye, zaten yıllardır çocuk için devam eden evlilik bitmesin diye (aslında kendi hayatını öncelemeyi yıllar önce bırakıp büyük bir fedakârlık yapmış ama böyle büyük tavizlerin kıymeti bilinmez!) uğraşmış, istemeye istemeye de olsa sırf çocuğun anne-baba ilişkisini ilerleyen yıllarda sağlıklı sürdürebilmek adına (çocuk etkilenmesin yani) anlaşmalı boşanmayı kabul etmiş erkek!

    Bütün borçları üstlenmiş, oh be yaşasın özgürlük dememiş, çocuğunu annesine bırakmamış düzenini korumak adına, çocuğu boşlukta kalmasın, eli hep üzerinde olsun, derslerinde başarılı olsun, yanında hep bir babası olsun diye fedakârlığa devam eden erkek!

    Hayat müşterek deriz ama çocuğu ikiye bölecek durum da yok. Madden, manen, ilmen, ilgi ve vakit olarak yetişmesine en fazla katkıyı verebilecek insanın yanında kaldı. Kaldı ki bunu söylemesi çok acı ama annesi oğlumu büyütmeyi haketmedi, karşılığını da çocuğuyla her istediği zaman birlikte olamayarak ödüyor. (sırf bu bencilce ilgi arzusu adına çocuğun ödediklerini ise ayrı bir başlıkta yazmak gerekir)

    Eski karımdan hiç hazzetmememe rağmen böyle olmasını hiç istemezdim. Ancak öyle konuşmalar geçirdik ki, en son zaten tansiyon ve şeker hastasısın inşallah covid olur ölürsün de çocuğumdan ayrı kalmak zorunda olmamı duymam son nokta oldu.

    Girişteki linklediğim yazımı okumadıysanız evliliğimiz hakkında doğru yorum yapamazsınız. Lütfen okumanızı önemle istirham ederim.

    Bu arada ben 3 üniversite(itü, marmara, aöf), 1 master(marmara) eğitimini başarı ve derece ile tamamlamış, tanınmış ve mesleğinde kendini ispat etmiş talabelerince çok sevilen, ilgi ve saygı gören bir hoca, ayrıca uzman kadrosunda çalışan, Türkiye\'de çıkmadığı tv kanalı kalmamış, hayatı san\'at olan, duyguları ve egosu ile yaşayan bir adamım. Hâliyle benimle yaşıyor olmanın da zorlukları var. Zor adamım, hiçbir zaman inkâr etmedim.

    Eski karım da benim bu anlattıklarımın aksine, hayatında tiyatroya, konsere, kültürel etkinliklere gitmemiş, aslında eğitim hayatında çok başarılı olmasına rağmen (en azından bana anlattığına göre) öküz, kültürsüz, sorumsuz vs. ailesi yüzünden liseyi anca tamamlayabilmiş birisiydi. Evlendikten sonra hayâli olan edebiyat fakültesine yönlendirdim, kazandı ama okumak zor geldi. Ardından meslek sahibi olması adına borç harç msa\'yı kazandı ve dereceyle bitirdi. Pastacı oldu ve başarılıda oldu. Para kazanmaya da başladı. Yani artık sevdiği işi yapıyor ve para kazanıyor. Bunda da herhalde benim desteklerimi unutmaz.
    insanın sevdiği işi yapabilmesinin ne kadar önemli olduğunu en iyi bilenlerden birisiyim çünkü bunun için çokça bedeller ödedim, şükür ki hâlâ sevdiğim işi yapıyorum.

    Velhasılı kelâm, benden nefret ettiğini söyleyerek beni boşanmaya zorla ikna etti ve kısa sürede tek celsede anlaşmalı olarak boşandık. Yeni hayatlarımıza başladık.

    Zaten boşanmadan evvel evi terk etmişti. Ben de yavaş yavaş yenu düzeni kurdum, bu arada oğlanı yazlıktan getirttik pgibolojik desteklerle durumu açıkladık.
    Onun etkilenmemesi adına çok uğraşıyorum.

    Uğraşıyoruz diyemeyeceğim çünkü çocuğunu düşünen kadın; evine sadık, şiddet göstermeyen, karı-kız-kumarı olmayan, evinin  ailesinin geçimini herşeyden önce tutan, neredeyse bütün vaktini ailesine harcayan, herkesçe örnek gösterilen baba, alanında gerçekten başarılı bir sanatçı, hayatında asla görmediği ve muhtemelen de göremeyeceği ortamlara girme şansı bulduğu, kendisinin hatta ailesinin hayran olduğu insanlarla dost muhabbeti yapma şansı bulduğu evli olarak 10 yıl geçirdiği arkadaşını saçma sapan, çocukça ilgisizlik bahaneleriyle terk etmezdi.

    Neyse kaldık oğlumla başbaşa, tabii benim pgibolojim de sürekli inişli çıkışlı. Evcimen bir adamım, yanında aşırı duygusalım. Bağlanacak birini arıyorum.
    Bunun aslında mantıklı olmadığını düşünmeme rağmen kısa sürede eskiden âşık olduğum birine bağlandım da. Çok şükür buna değmez olduğunu kısa zamanda gösterdi de epey etkilensem de şu an onu atlatmaya çalışıyorum.

    Hayatım boyunca hep güvenilen insan oldum. En büyük servetim, mirasım dürüstlüğüm ve güvenilirliğim. Ve bu özelliğim yüzünden yemediğim kazık kalmadı(yani buna baba bir kitap yazılır). bir karımdan yememiştim. Onu da gördük.

    Edindiğim tecrübeler kimseye güvenemem gerektiğini söylüyor, böyle bir adam olmaya çalışıyorum ancak Be-ce-re-mi-yo-rum!

    Bu nedenle oğlumun benim gibi yetişmemesi, kendi menfaatlerini herşeyin önünde tutan bir birey olması, hakkını kimseye yedirmeyen özgür ve sorgulayan bir birey olması için gereken şekilde yetiştirmeye çalışıyorum. Gerçi o da çok vicdanlı maalesef, ama belki faydası olur bilemeyeceğim.

    Şimdi boşanmış erkekler hakkında olumsuz genelleme yapanlara seslenmek istiyorum. Benim günahım ne, neden hiç mutlu olamıyorum ? insanlara hakettiği ilgiyi değeri vererek nasıl yanlış yapmış olabiliyorum ? Neden kıymet bilinmiyor ?
    Hadi kaçan kovalanır, tamam, eyvallah, peki ben niye kaçan, umursamayan olmayı hiç beceremiyorum ?

    Mutlu olmaya hakkım yok mu, neden boşanmış adan sorumsuzdur, acizdir, karaktersizdir algısı yapıyorsunuz ?

    Evet ilişkiyi devam ettirmek zordur, katılıyorum ama bir ilişkiyi bitirmek çok daha zordur ve daha büyük cesaret ister. Buna katlanmayı göze alan insanlara saygı duyun, yaşamayan bilmez.

    Ve karşı cinse seslenerek entrymi noktalamak istiyorum: Bırakın size değer vermeyen, aşağılayan, kaçan, maço, hanzo, bir gece yatıp ertesi gün başkasında gözü olan heriflerin peşinden koşmayı. Azıcık insan olun. Size değer veren birini gördüğünüzde eğer gerçekten samimi mi onu test edin ve hakikaten değer veren biriyse onu kendinizden uzaklaştırmayın, bezdirmeyin, kaçırmayın !!
    ···
   tümünü göster