AÇIKLIYORUM. !

OKUMADAN CÜGÜLEYEN ADAM DEĞiLDiR BEYLER , Bi OKUYUN ÖYLE KARAR VERiN, ANLAYACAKSINIZ.

Tarihi başarıları, türk futboluna getirdiği yenilikleri ve yaptığı öncülükleri açısından beşiktaş türk futbolunun en çığır açıcı ve türk futbolunu ilerletici takım olmuştur.

fakat bunları açıklamadan önce, "bizim uefa kupamız var"cı tiplerin, büyük kulüp olma başarısını 11 adamın kazandığı bir maça, yapılan pahalı transferlere endeksleyen kafaların dikkatine, bu yazıyı okumasanız da olur. size hitap etmiyor zaten.

beşiktaş'ın türk futboluna katkıları saymakla bitmez. ama bunlardan en önemlileri, türk futboluna ilk olan, diğer takımların da ufkunu açan, türk futbolunu geliştiren, bir basamak üste taşıyan şeylerdir.

-bunlardan en önemlisi, beşiktaşın toplumsal bir hadise olmasıdır. daha türkiye cumhuriyeti kurulmadan önce 1. dünya savaşı esnasında yaşanan ölümler nedeniyle toplumsal reaksiyon göstererek kulübünün rengini değiştirmiş takımdır beşiktaş.

-baba hakkı oynadığı 439 maçta 382 gol atmış bir gol makinesidir ve türk futbolunun ilk yıldızıdır. kendisi arsenal'den teklif almış ama kabul etmemiştir. bu adam, türk futbolunun yetiştirdiği ilk yıldız olarak, tabiki de beşiktaş kulübünde yetişmiş ve türkiye'nin ilk "EFSANESi"olmuştur. o dönemde yetişen gençler baba hakkı olmak için çalışmış, beşiktaş kulübü ideallerin takımı olmuştur.

-sadece futbolcu değil, tesis anlamda da, diğer takımlar kenarından araba yolu geçtiği çamur sahalarda mahalle maçı yaparken, beşiktaş taaa 1947 senesinde modern ve gelişmiş stadıyla türkiye'yi tanıştırdı. rakipleri kendi stadları gerekli şartları taşımadığı için avrupa maçlarında beşiktaş'ın mabedine gelerek maç yapmaya başladı. bu açıdan da beşiktaş, diğer kulüplerin hayallerini seneler öncesinden gerçeğe dönüştürmüş bir kulüptür.

-beşiktaş'ın büyüklüğünü anlamak için bugünün şartlarını değil, 1920'lerin şartlarını, 1950'lerin fırsatlarını görmek gerekir. daha 1950'de, kornerden sayısız golü bulunan şükrü gülesin'i lazio'ya göndererek tarihi bir dış transfer yapmış kulüptür beşiktaş. bugün ardayı madrid'e göndermeye benzemez bu transfer. o dönemin şartlarında, akla gelmeyecek bir iştir. türk futbolunun yetiştirdiği bir isim, lazio'ya büyük bir avrupa takımına transfer olmuştur.

-italya'da adının stadlara verildiği dünyaca ünlü futbol adamı giuseppe meazza, daha 1949 senesinde beşiktaş'ın hocalığına getirilmiş ve rakiplerinin seneler sonra yaşayacağı bir örneği beşiktaş daha o günlerde gerçekleştirmiş. böylece türk futbolu dünyaca ünlü bir hocayı çalıştırma imkanı bulmuştur. bu akım o tarihlerde türk futbolunun ilk örneği olmakla birlikte, seneler sonra fenerbahçe de beşiktaş'ın açtığı o ufkun sayesinde didi'yi 1972'de takımın başına getirmiştir.

yeter mi? yetmez...

-türk futbolunda bir çok çığır açmıştır beşiktaş fakat en önemli yeniliği şüphesiz sistemsiz ve düzensiz olan türk futboluna formasyon ve kondisyon kavrdıbını getirmesidir. daha maçtan evvel kebap yenilip tok karınla maça çıkılan dönemden bahsediyoruz... o dönemde avrupa futbolu sistemleşirken türk futbolunda hala ilkel metodlar kullanılıyor, türk futbolu içeride başarılı iken uluslararası alanda vasatın dahi altında kalıyordu. nedeni basit, çünkü türk futbolu sistemsizdi ve antrenman bilgisi sıfırdı.

fakat beşiktaş 70'lerin sonunda başladığı modern futbol antrenmanını türkiye'ye tanıttı ve yabancı antrenörler sayesinde uyguladığı antrenman teknikleriyle türk futbolunu bir kez daha bir basamak öteye taşıdı. ardından galatasaray önemli bir ismi, derwall'i beşiktaş da gordon milne'yi takımın başına getirerek türk futbolunda bir devrim daha gerçekleştirdi. sistemli futbolu türkiye ile tanıştı. türk futbolu formasyonu öğrendi. beşiktaş takımı maçın sonuna dek ayakta kalabilen bir hale geldi. 90'ların başında yeni bir hamle ile genç les ferdinand ülkemize transfer edildi ve 94 yılından itibaren yerleşen genç, yabancı oyuncu transfer ekolünü daha 3 sene önceden uygulamaya kondu.

-beşiktaş'ın milli takımı temsil etmesinden, çağının en güçlü döneminde olan real madrid ile berabere kalmasından bahsetiyorum bile. bunlar o dönemler için muzzam, beşiktaş için sıradan olaylardır.

beşiktaş'ın 2000'li yıllarda türk futboluna olan katkısı azalsa da, bugünkü başarıların temelinde beşiktaş'ın türk futboluna kattığı kazançlar bulunmaktadır. ek olarak türk futboluna tribün olgusunu da yine beşiktaş katmıştır. iki notalı tezahüratlardan başka bir sesin çıkmadığı dönemlerde beşiktaş taraftarı eşsiz beste ve şovlarıyla tribünde de bir devrim gerçekleştirmiştir.

şimdi 1940'ta avrupai stad yapıp, bir oyuncusu italyan devine satmış, 49'da dünyaca bir ismi türkiyeye getirmiş, kondisyon kavrdıbını, formasyonu, futbol sistemini, transfer usulünü, tribün olgusunu somut bir halde gözler önüne sermiş bir takım mı daha büyüktür? yoksa bu usulleri beşiktaş'tan görerek uygulamış ve başarılı olmuş bir takım mı?

bugün dünyanın en büyük takımı, real madrid'dir. real madrid, barcelona'nın en başarılı olduğu 2009-2013 döneminde bile dünyanın en büyük takımıdır. çünkü tarihi vizyonu ve futbolda yenilikleri ile real madrid taklit edilen, güçlü bir kulüptür. büyüklük de zaten burada. kupa kazanmak, skor başarısı elde etmek futbolda sadece bir sonuçtur. sebepler ve imkanlar, işte onlar büyük takımların büyüklükleri sayesinde ortaya çıkar.

beşiktaş olmasa, kondisyon ülkeye en az 20 sene geç gelirdi. formasyona dayalı futbol sistemini 2000'lerde futboluna entegre eden, yıldız transferlere yeni yeni başlaya bir tür norveç ligi olurduk. ama değiliz, çünkü bu alemde beşiktaş gibi bir kulüp var. bugün beşiktaş, türk futbolunun atatürk'üdür. nasıl ki cumhuriyet değerlerini ve kazanımlarını atatürke borçluysa türk futbolu da aynı şekilde değerlerini ve kazanımlarını beşiktaş'a borçludur.

Yorumlara en büyük galatasaray yazılırsa şayet :

fenerbahçe'yi bir nebze olsun anlarım da, kuruluşunu türkiye'deki fransız mandacıların yaptığı, atatürk'ün dahi nutukta eleştirdiği fransızcı sömürge tiplerin kurduğu takım türk futbolunun en büyük takımı olamaz. bu sevdadan vazgeçiceksiniz. bakın ne diyorum? beşiktaş toplumsal matem nedeniyle rengini değiştirdi diyorum, ama galatasaray, milli mücadele döneminde istanbulda fransız mandacılarının karargahıydı, bunu atatürk diyor, ben değil. aramızdaki fark bu. o yüzden galatasaraylılar sussun ve bir köşede utansınlar lütfen.

en büyük futbol kulübü olma özelliğini şampiyonluk sayısına oranlayan tipler de var ise;
fransa'nın en çok şampiyonluk yaşamış takımı st. etienne, bugün fransa'nın en büyük kulübü mü ingilizlerin en şampiyonu liverpool bugün en büyük ingiliz kulüp mü? manchester city arapların paralarıyla donatılmış bir takım diye, ingiliz futbolunun en büyük kulübü mü oluyor? he ayriyetten şu nüansıda vermekte yarar var yıl 2k başı( birçok renklinin doğduğu yıl ) şampiyonluklar hep yakındı ve beşiktaş 2. 3. bitiriyordu gsnin fetoyla aldığı kupalarla bjknin hakkının yenmesi hic bahsetmiyorum hiç kupayla ölçülmez anlayın.

TiNERCi DiYENLERE GELSiN ;
tinerci suçlaması yaptığınız taraftar en önemli toplumsal hadise olan gezi olaylarında taşın altına elini sokmuş, züt sahibi bir gruptur. ve bedel olarak darbecilikle yargılanmaktalar. o dönem hükümetin ve iktidarın yancılığını yapmış, korkak ve yandaş taraftar grubu olacağıma, tinerci bile olurum.

BAZILARI bir jenerasyonun sadece 4 sene içerisinde aldığı 10 adet başarılı skoru, 100 yıllık futbol tarihinin en büyük olayına indirgeyecektir tabiki. ama 1990'da, milne-derwall sistemlerinin yetiştirdiği gençler şampiyon olmuş takımın 2000 senesinde dünya kupası üçüncülüğünü nasıl elde ettiğini bilemeyecek. çünkü onun için anca "uefa kupamız var". şuan ingiltere üçüncü liginde takılan kulüplerin de var uefa kupası.

ayrıca. desibel rekorlarını defalarca alt üst etmiş karton koreografilerin alayına ateş koreografileriyle cevap verip. küçükler kartonla büyükler ateşle oynar diyip diğer takımların yıllarca koreografiden uzak olmasını sağlamış. beşiktaş stadına maça gelen dünyaca ünlü yıldızların röportajlarında hayatımdaki en iyi atmosfer diye bahsettikleri bir yer burası. taraftar diyince zaten beşiktaş taraftarından övgüyle bahsetmeyen bir futbol seyircisi olamaz. burada fbliyim gsliyim olayına giremezsin. taraftarda 1 numara her yönden bellidir zaten. çoğu bilinçli gs fbli arkadaşımında söylediği budur.

SAYGILAR VE SEVGiLER

- kaptanefsanee