1. 1.
    +2 -2
    Bak güzel kardeşim, ben 40 yaşında eski bir Üçüncü Reich albayıyım. Türkistan Lejyonu'ndan bir arkadaşım sâyesinde Türkçe öğrendim ve şu an senin dilinle yazıyorum. Adım Ludwig Herzberg. 1941 yılındayken Rusya'yı istilâ etmiştik. Harekâtımız başarılıydı. Sovyet kuvvetlerini tümen tümen yok ediyor, Luftwaffe'nin muazzam uçakları ile Rus şehirlerini bomba yağmuruna tutuyor, tanklarımızla untermensch'leri korkuta korkuta gidiyorduk. Bir gün bir Ukrayna kasabasını işgal etmiştik. Yine Yahudileri kurşuna dizmekle vakit öldürürken biz Kızıl Ordu üssünü bulduk. Yeraltındaydı. içeride bilim adamları vardı. Bilime saygı duyduğumdan dolayı onların infâzına müsaade etmedim. Onlar da karşılığında bana kendi teknolojilerini verdiler. Teknolojiyi gördüğümde çok şaşırmıştım. Sovyetler Birliği gibi bir devlette böyle bir teknolojiyi bulmak, beklenmedikti. Laptop dedikleri bir âletti bu. Ve gelecek yıllarda ortaya çıkacak birtakım "site" denen sayfaları okumamıza yardımcı oluyordu. Âdetâ zaman makinesi ile gelmiş gibiydi. Laptop'u derhâl aldım ve vazîfeme devam ettim.

    Başlarda her şey iyiydi. Google Haritalar denen site sâyesinde komünistleri vurmamız kolaylaşmıştı. Fakat bir gün öyle bir şey oldu ki, bütün hayâtım değişti. inci Sözlük adında bir site keşfettim. Senin başlıklarına rastladım. Başlıkların o kadar rahatsız edici ama bir yandan da güldürücüydü ki bağımlılık yaptı. Başlıklarını her gördüğümde "Yine yazmış amın evlâdı." diyordum. Bu, askerî kariyerimi kötü etkilemişti. Her gün sözlükte takılmaktan birliklerime emir veremez hâle gelmiştim. Stalingrad'da da aynı şey oldu, sözlükte takılmaktan ötürü uyku problemleri yaşadım ve askerlerimi önemsemedim. Sonra Vasily Zaitsev denen bir gavat bütün nitelikli subaylarıma suikast düzenledi. Subay ekgibliği yüzünden alayımız açık hedef hâline geldi, ben de maalesef korkularıma yenik düşerek Stalingrad'dan bir şekilde kaçmayı başardım. En yakın Alman lejyonuna derdimi anlattım, beni bir vatan hâini olarak gördüklerini ve cezâ olarak beni Auschwitz Birkenau'ya göndereceklerini söylediler. O alçak Yahudilerle aynı kampta kalamazdım, bunu kendime yediremedim. Auschwitz'e doğru giderken bir Sovyet tugayı tarafından saldırıya uğradık ve ben de onlara teslim oldum. Onlara katılabileceğimi ve kullandığım teknolojiyi Nazilerin aleyhine kullanabileceğimi söyledim. Memnun oldular.

    Birkaç yıl sonra bir Kızıl Ordu askeri olarak Berlin'e geri geldim. Âilem bana nefretle bakıyordu, beni kovdular. Bu, bardağı taşıran son damlaydı. Yeni bir âile kurmak istedim ve tıpkı benim gibi sarı saçları ve mâvi gözleri olan bir Rus kadını ile evlendim. Doğan çocuklarım melezdi. Onları intikam rûhu ile yetiştirdim ve bildiğim her şeyi anlattım. Bana tereddüt etmeden inandılar. Soyum senin zamânına kadar devam edecekti edindiğim teknolojiye göre. O gün gelince şehrine gelip seni her tarafından bıçaklarla duvara sâbitleyecekler. O günü bekle, amın feryâdı.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster