/i/İnanç

İnanç
  1. 26.
    0
    insanoğlu ceza olmadan veya bir otorite figürü olmadan asla vicdanla hareket etmez. Çünkü herkesin vicdanı yaşadığı hayatla beraber değişir. Çok çile çekmiş birinin vicdanı, hiç çile çekmemiş birine göre daha nasırlaşmış olabilir. Bu yüzden topluma kurallar konmuş ve bu kuralları koyanın da mutlak güç olan tanrı olduğu söylenmiştir. Çıkış noktalarından biri budur.
    Diğeri de dünyada tüm yaratılmışlardan farklı olarak aklı ve iradesi olan insanın kendini yalnız hissetmekten korkma dürtüsüdür. Başı sıkışabilir, çaresiz kalabilir, huzurla dolu olabilir, aşırı mutlu olabilir, minnetle dolu olabilir. Tüm bunları paylaşma ihtiyacı olacaktır. Herşeyini anlatabileceği, derdini yanabileceği, isteklerinin olması için birşeyler yapması gereken birinin olduğu dürtüsü vardır insanda. Bu dürtüyle hareket eder ve yalnız olduğunu hissetmek istemez. Din olgusu burada devreye girer. Din, insanın can simitidir. Neye inandığı bir kenarda dursun, her insan her neye, kime, nasıl inanırsa inansın, hepsinin de inandığı yaratıcısına duyduğu saygı, korku, minnet aynıdır. Bu dinler safsatadır, şu yalandır, bu sapıklıktır demek insanın kendi kendisini inkar etmesidir. O öyle inanmış ve saygı göstermiştir. Önemli olan ortak vicdanı oluşturabilmek insanlarla. Herkesin aynı vicdana sahip olduğunu hayal etsek bile din ve inanç her zaman olacaktır ve bu bir ihtiyaçtır.
    ···
   tümünü göster