/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +1 -1
    ﴾92﴿ Bu (Kur’an), Ümmülkurâ (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz, kendisinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. Âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını kılmaya hakkıyla devam ederler.

    Allah hiçbir insana (peygambere) hiçbir şey indirmedi” diyenlere âyet şu cevabı veriyor: “işte bu Kur’an, Ümmülkurâ (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz, kendisinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır.” Böylece âyette Kur’an, vahyin ve nübüvvetin gerçek olduğunu belgeleyen canlı ve güncel bir kanıt olarak göste­rilmiştir.

    Kur’an-ı Kerîm’in mübarek diye nitelendirilmesi, ona inanıp gereğince yaşayanların dünya ve âhiret hayatları için feyiz, bereket, mutluluk ve huzur kaynağı olmasından dolayıdır.

    Kur’an’ın kendisinden önceki kitapları tasdik etmesi iki noktada toplanır: Öncelikle bazı eski kitaplarda yer alan Hz. muhafazid’in risâletine ilişkin müjde, Kur’an’ın inzâli ile fiilen gerçekleşmiş; bu suretle Kur’an eski kitaplardaki müjdeyi tasdik etmiş, yani doğruluğunu kanıtlamıştır. ikinci olarak Kur’an başta Allah’ın birliği, nübüvvet ve âhiret gibi itikadî konular olmak üzere birçok esasta ve hükümde eski kitaplarla tam bir uyum içinde olmuştur. Bu da Kur’an’ın onlar hakkındaki bir tasdikidir. Kur’an’ın, geçmiş dinlerdeki bazı amelî hükümleri değiştirmesi veya kaldırması ve onlarda bulunmayan yeni hükümler getirmesi tamamen değişen ve gelişen şartlarla ilgili olup o dinlerin kutsal kitaplarını tasdik edici özelliğini bozmaz.

    Mekke’nin “Ümmülkurâ” diye anılması bölgenin din ve ticaret merkezi, bilhassa hac mahalli olması, ayrıca Arabistan’ın en eski mâbedi sayılan Kâbe’nin orada bulunmasından (Âl-i imrân 3/96-97) dolayıdır.

    Kur’an evrensel bir kitap olmakla birlikte vahyin ilk muhatapları Mekke ve çevresinde yaşayan Araplar olduğu için Mekke’de inen En‘âm sûresinin bu âyetinde de, tabii olarak, öncelikle buralardaki insanların uyarılması üzerinde durulmuştur.

    93. “Allah’a karşı yalan uyduran”dan maksat, Allah’ın hiçbir insana hiçbir şey indirmediğini ileri sürenlerdir veya bu âyet, müşriklerin “Kur’an muhafazid’in uydurmasıdır” şeklindeki iftiralarına (bk. Furkan 25/4; Hâkka 69/44-46) karşı bir cevaptır. Zira Allah’a ait olmayan sözleri O’na isnat etmek, Allah’a karşı bir iftira ve büyük bir haksızlık olup Hz. muhafazid böyle bir davranışta bulunmaktan münezzehtir.

    Bazı müfessirlere göre bu âyetteki, bir kısım inkârcıların, kendilerine de vahiy geldiğini yahut kendilerinin de Kur’an’dakine benzer âyetler ortaya koyabileceklerini ileri sürdüklerini belirten açıklamalar bu âyetin Medine’de indiğini göstermektedir. Çünkü Medine döneminde Müseylemetülkezzâb ve Esved el-Ansî isimli yalancı peygamberler bu tür iddialarda bulunmuşlar; ayrıca söylendiğine göre yine Medine’de, eski bir vahiy kâtibi iken irtidad eden Abdullah b. Sa‘d b. Ebû Serh, Allah’ın indirdiklerine benzer âyetleri kendisinin de ortaya koyabileceğini söylemeye kalkışmıştır. Ancak bu gerekçeler âyetin Medine’de indiğini kanıtlamak için yeterli görülmemiştir. Zira Mekke müşrikleri arasında da istihza maksadıyla benzer iddialarda bulunanlar olmuştur. Ayrıca 93. âyetle, Mekke’de indiği kesin olan 94. âyet arasındaki güçlü alâka da 93. âyetin Mekkî olduğunu göstermektedir (ibn Âşûr, VII, 375-376; Ateş, III, 201-202).
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4 -2
      yani mekke ve çevresi diyince japonyayı da alıyoz mu son durum nedir ?
      ···
      1. 1.
        +7 -2
        Kur’an evrensel bir kitap olmakla birlikte vahyin ilk muhatapları Mekke ve çevresinde yaşayan Araplar olduğu için Mekke’de inen En‘âm sûresinin bu âyetinde de, tabii olarak, öncelikle buralardaki insanların uyarılması üzerinde durulmuştur.
        Ben bu ifadenin açık bir ifade olduğunu düşünüyorum.
        ···
    2. 2.
      +6 -3
      evrensel olsa mekke ve çevresi demez tüm insanları uyarman için der boşuna uzatma
      ···
      1. 1.
        -1
        Diyor zâten.

        "Bu (Kur’an) ise bütün âlemlere kesinlikle bir öğüt ve uyarıdır."

        Sad Sûresi, 87. âyet

        "Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik."

        Enbiyâ Sûresi, 107. âyet
        ···
      2. 2.
        +1 -3
        iyi salladın ha kendin bile kuranı parantez içinde vermişsin uyanık xd
        ayette kuran kelimesi yok öğüt dediği önceki ayetlerde bahsettiği şeyler

        84. Allah, şöyle dedi: "işte bu gerçektir. Ben de gerçeği söylüyorum:"

        85. "Andolsun, cehennemi seninle ve onlardan sana uyanların hepsiyle dolduracağım."

        86. (Ey muhafazid!) De ki: "Bundan (tebliğ görevinden) dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Ben kendiliğinden yükümlülük altına girenlerden değilim."
        ···
      3. 3.
        0
        Öğütten kastın Kur'an olup olmaması önemli değil. Allah'ın verdiği herhangi bir öğüt âlemlere hitap ediyorsa, o öğüdü barındıran din, yâni islam da evrensel bir din demektir. Ayrıca, Sad Sûresinin âyetindeki paranteze takılıyorsun ama ne hikmetse Enbiyâ Sûresindeki "âlemlere rahmet" ifâdesine cevap vermiyorsun. Sen de mi uyanıksın? *
        ···
      4. 4.
        +1
        konumuz kuran çünkü enbiyada kurandan mı bahsediyor ?
        ayrıca sen buradaki alemlerden ne anladın başka gezegenler başka evrenler anladım deme sakın
        Ve yükseltilmiş tavana and olsun. (Tur 5)
        - Ve göğü nasılda yükseltmişiz. (Ğaşiye 18)
        - Onu yükseltti ve bir tavan gibi yaptı. (Naziat 28)
        - Gökleri yarattı direkler olmaksızın. (Lokman 10)
        küre dünyada tavan olmaz daha kuran dünyanın küre olduğunu bilmiyor ne bilsin samanyolunu andromedayı? alemlerden kasıt görüğü insanlar hayvanlar bitkiler nehirler dağlar taşlar vs. hem tüm evrene ve evrenlere gelecek hem de mekke ve çevresine diyecek biraz mantık sadece.
        ···
      5. 5.
        0
        tavan denilen atmosfer gibi olmuyor mu?
        ···
      6. 6.
        0
        olmuyo düz dünyadaki gök kubbeden bahsediyo
        ···
      7. 7.
        +1
        "Küre dünyâda tavan olmaz." demişsin ama Kur'an'da göğün tam olarak ne anlama geldiğine bakmamışsın. Kur'an'da yedi adet gök üst üstedir. Yâni gökler, yeryüzünün üstündedir. Tavandan kasıt budur. Ayrıca, her göğün içinde ne olup olmadığı da yazmaz. Yâni "Şu gökte şu galaksi vardır, bu gökte şöyle karadelikler vardır." diye bir ifâde yoktur. Benim düşüncem, gözlemlenebilir evrenin birinci gök, Kur'an'ın deyişiyle "Dünyâ göğü" olmasıdır. En iyisini Allah bilir.
        ···
      8. diğerleri 5
    3. 3.
      0
      Seviyeli tartışmışsınız hoşuma gitti
      ···
    4. 4.
      0
      Manas destanı mı bu ne huur çocuğu
      ···
    5. diğerleri 2
   tümünü göster