Kardeş, CHP döneminde "kuvvetler ayrılığı" yoktu ki ?
Bizzat Mustafa Kemal "Kuvvetler Birliği"ne inanıyordu.
Hükümet (Yürütme), Meclis (Yasama), Yargı bizzat Mustafa Kemal'in emrindeydi.
Meclis'in tüm üyelerini (m.vekillerini) bizzat Mustafa Kemal tek başına seçiyordu (atama yapıyordu aslında).
Hükümeti zağten Başbakanı atayarak (ki Başbakan CHP Genel Başkan Yardımcısı idi) hükümeti de o kurmuş oluyordu.
Yargı da zağten onun getirdiği kanunlara ve verdiği emirlere göre hareket ediyordu.
Yani CHP dönemi ve aslında (Ordu ve Bürokrasinin koyu CHP'li olması sebebiyle) askeri darbelerle tırpanlanan dönem Parlamenter sayılmazdı ki ? CHP'nin çizdiği sınırlar dışına çıkamıyordun, bugün de büyük ölçüde çıkılamıyor. Demokrasinin olmadığı yerde ha Cumhurbaşkanı ve onun atadığı Başbakanlı sistem olsun (ki bizdeki sistemde C.başkanı aslında Padişah gibiydi), hepsi laftan ve şekilden ibarettir.
Erdoğan 2017 yılında olmalı, "Sosyal iktidar Olamadık" diyordu ve haklıydı.
Bak "Milli" Eğitim denilen CHP Eğitim Sistemi'ni değiştiremiyor 19 yıldır iktidar "sanılan" Erdoğan. Bunun yerine Vakıf Okulları ve imam Hatipler aracılığı ile nesil yetiştirmeye çalışıyor.
CHP ne yapıyordu ? Asıp - keserek anayasayı, kanunları, alfabeyi, dili vb kendi kafasına göre dikta ile dayatıyordu, muhalefeti çoktan yok etmişti zağten.
Yağni bu tabloya baktığımız zaman, bu ülkede hağla demokrasi yok. Demokratik yolla seçilen 1 yönetici, anayasayı bile değiştemiyor. Ancak CHP diktası ya da CHP Ordu Darbesi ile anayasa yapılabiliyor ülkemizde.