tarih bilmiyorsun. anladığım kadarıyla yaklaşımını kendince insancıl bir perspektiften bakma çabasındasın ve dolayısıyla siyasi hülasasına girmeyeceğim. madem ki bu kadar hümanistsin ukrayna'nın luhansk ve donetsk şehirlerinde katlettiği üç bini çocuk ön dört bin sivilden ve dolayısıyla bu bölgelerin neden bağımsızlık ilan ettiğinden de bahsetmeliydin. ayrıca birtakım alakasız mevzulara zorlama olsa da yazının bütünlüğü dahilinde değinerek daha fazla kişinin çarpık ve batıl görüşlerine hak vermesini bekliyorsun. haber ajanslarını vasıtasıyla yürütülen enformasyon savaşı çerçevesinde bilgi kirliliğin had safhada olduğu da ifadeye şayan. iki taraftan sadece birinin eylemlerini eleştirip diğer tarafın yaptığı daha büyük ölçekteki haksızlıkları görmezden gelmek cehaletten kaynaklanmıyorsa insanlığın konsensüs ile belirlediği birtakım kavramları araçsallaştırmayla ve böylece itibarsızlaştırmayla tezahür eden bir ikiyüzlülüktür. "mazlum" tabirini kullanmana ayrıca şaşırdım. zira batı ülkelerinden mütemadiyen silah, teçhizat, mühimmat desteği alıyorlar. eğer türk dış politikasının çıkarları doğrultusunda rasyonel bir değerlendirme yapıp ukrayna'ya destek olduğunu söyleseydin bu durum anlaşılabilirdi. fakat yegane amacın eğer "mazlum"un yanında olmaksa kimin yanında durman gerektiğini bir daha düşün. direniş yok, devlet başkanını esir almış neo-nazi bir yönetim tasmasını tutanlara fedailik yapıyor ve sivillerin arkasına saklanıyor. harekatın beklenen kadar hızlı sürmeyeceği de aslında aşikardı. gayrinizami harpte bütün düzenli ordular zorlanır. boşuna sevinmeyin. bir gerilla mücadelesi söz konusu. bu bağlamda belirtmeliyim ki sivilleri orduya karşı öne sürüp sonra öldüklerinde mağduriyet kasmak dünyadaki terör örgütlerinin bir taktiğidir.