/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1.
    0
    Birgün bir incici ve ekşici uçak kazasından sağ kurtulurlar lakin uçağın düştüğü yer eski bir kabilenin yaşadığı bölgededir. incici Kazayı hafif yaralarla atlatır, ekşici ise kulak zarı yırtılır. Bu ikili araziyi keşfe çıkarlar. Kabileden birisini görüp yardım isteyebileceklerini düşünerek adama doğru koşarlar. Velhasıl adama durumu anlatırlar, adam da kabile reyiz'inin yanına zütürür bunları. Reyize durumu anlatırlar, reyiz de burada kalabileceklerini söyler. Kabile halkıyla mutlu mesut geçinirler. Bu kabile reyizinin oğlu toptur yani düğmecidir. incici durumun farkındadır ve kündeye getireceği zamanı avına odaklanmış bir baykuş gibi bekler. Derken Reyiz'in oğlu birgün çiçek toplamaya çıkar. Bizim incici de bunu fırsat bilir ve takibe başlar. Savunmasız bir anını yakalayıp arkadan yanaşır ve hunharca giber. Oğlan ağlayarak babasına gider ve durumu anlatır. Babası da tüm kabileyi toplar ve oğlumu kim gibdiyse söylesin ben de onu gibeceğim der, kimse söylemezse hepinizi gibeceğim der. Tabi bizim incici ve ekşici de ordadır. Ekşicinin kulakları ağır işittiği için inciciye sorar 'ne diyor bu reyiz' , incici durur mu, der ki kabileye yeni reyiz aranıyor sen kültürlüsün entelsin senden iyisini mi bulacaz diye ayar verir ve ekşici hemen el kaldırır. Reyiz ekşiciyi bir güzel giber affeder mi hiç. Ertesi gün ekşici yolda paytak paytak gezerken inciciyle karşılaşır. incici selam verir ama ekşici selamı almayınca incici der ki 'tabi kabileye reyiz oldun artık selam da vermezsin
    ···
   tümünü göster