Gölgelerin arasında kaybolan Cinbaz Yusuf'un ardından, meydandaki kalabalık dağıldı. Ancak köylülerin yüzlerindeki korku ve endişe izleri silinmiyordu. Herkes, geceye dair gizemli bir his taşıyarak evlerine çekildi.

Bir saat kadar sonra, köyün en yaşlılarından biri olan Nuri Bey, köy meydanındaki camiinin önünde toplandı. "Bir şeyler yapmalıyız!" dedi ciddi bir sesle. "Bu cinli geceye bir son vermeliyiz."

Tam o sırada, meydana doğru sessizce yaklaşan bir kadın figürü fark edildi. Siyah bir pelerin altında gizlenmiş, gizemli bir ifadeyle bakıyordu. Köyün büyücüsü olarak bilinen ve nadiren görülen bu kadın, Efsuncu Zehra idi.

"Efsuncu Zehra!" dedi Nuri Bey, şaşkınlıkla. "Bizim de düşündüğümüz gibi, bu gizemi çözmek için bir şeyler yapmalıyız."

Zehra, sessizce başını salladı ve etrafındaki kalabalığa doğru adım attı. "Bu gece, cinlerin gücü en yüksek seviyeye ulaşacak," dedi huzursuz bir ses tonuyla. "Ancak, onların gücüne karşı bir kalkanımız var."

Köylülerin gözleri büyücü kadına çevrildi, umutla dolu bir bekleyiş içinde. Efsuncu Zehra, geceye dair gizemi çözmek ve köylerini cinlerin kötü niyetinden korumak için ne tür bir plan yapacaktı?