Köylüler, Efsuncu Zehra'nın liderliğinde cinlerin gizemli saldırısını araştırmak için bir araya geldiler. Ancak, araştırma başladıktan kısa bir süre sonra, köyde tuhaf ve ürkütücü olaylar art arda yaşanmaya başladı.

Araştırmacılar, köyün dışındaki eski bir mezarlık yakınlarında, gizemli izler buldular. Toprağa kazılmış tüyler ürpertici bir atmosfer oluşturuyordu ve üzerindeki işaretler, cinlerin varlığının daha da belirginleştiğini gösteriyordu.

Tam o sırada, köyün araştırmacılarından biri, ansızın yeraltında kaybolan bir arkadaşının çığlıklarını duydu. Diğerleri hemen onun peşine düştü ancak kendileri de karanlık yeraltı labirentlerine sürüklendi. Zifiri karanlıkta ilerlerken, tuhaf sesler ve hışırtılar duydular, nefesleri kesildi.

Bir anda, gözleri ışıldayan yeşil bir parıltı fark ettiler. Hemen sonrasında, bir dizi garip varlık belirdi, iri bedenleriyle tehditkar bir şekilde yaklaşıyorlardı. Köylüler, cinlerin saldırısına uğramışlardı. Karanlıkta, nefeslerini tutarak, kendilerini korumanın bir yolunu bulmalıydılar. Ancak bu, kolay bir görev olmayacaktı.