/i/Tespit

  1. 1.
    +2
    program aralarında yayına sürülen, birtakım ürün ve hizmetleri tanıtmak suretiyle vaktimizi çalan reklamlar hakkında vardığım kanı. şimdi efendim, reklamların yayınlanma hakkına tabii ki sözümüz yok, bu reklamlar çoğu kişinin ekmek kapısı ve tanıtım yapmak üreticinin en doğal hakkı. fakat biraz gerçekçilik, biraz samimiyet, biraz dünyaya dönüş istiyoruz bu reklamlardan. çoğu reklamı izleyince kendimi danimarka'da hissediyorum. sanki türk insanının o iç bunaltan gerginliği, tahammülsüz hâli üzerinden alınmış da hoşgörü abidesi avrupalılar, japonlar asimile olup türkleşerek bu reklamlarda oynamış gibi geliyor bana.

    mesela çamaşır suyu ve/veya deterjan reklamlarında başrolümüz tertemiz, bembeyaz bir gömlek giymiştir ve onun yaşam enerjisi dolu küçük çocuğu ya meyve suyunu o gömleğe döker ya da top oynarken sabriliği tutup kadının gömleğinin tam üstüne şut çeker. bu tarz reklamlarda da genelde (bkz: pınar altuğ) başrol oynar. işte o gömlek kirlenince pınar altuğ'un (ya da artık kim başrolse) sanki her gün gömleği kirleniyormuşçasına olayı son derece normal karşılaması ve güler yüzle deterjanı çıkarıp hiç önemli değil, çözümü çok kolay. tarzı tavırlar sergilemesi normal mi gerçekten? pınar altuğ'dan bahsediyoruz yahu! hani şu akp kurulmadan öncesi antik çağdan beridir çocuklar duymasın'da haluk'un başını yiyen, yakın dostu dominant teyze(gönül) ile birlikte gıcıklıkta ders verecek seviyeye gelmiş meltem'i oynayan ve gerçek hayatta da o gıcık tavrı üzerine yapışmış pınar altuğ... o kadının gömleği kirlenecek ve derviş gibi sakin kalacak öyle mi? yapmayın yahu *

    yine bir deterjan reklamında bu sefer ev hanımı ablamızın perde yıkarken muhtemelen kimyasal temizlik maddelerin de etkisiyle kendi kendine şarkı uydurması hâdisesine tanık oluyoruz. kadının absürt monoloğu bu kimyasal maddelere senaristlerin de maruz kaldığını düşündürüyor.

    beyaz tül, bembeyaz tül, aaaaa, e üst kısımları iki kat daha fazla kirlenmiiişş!

    yahu ablacığım, perdenin üst kısmının kirlenmesine neden şaşırırsın ki? temizlenebiliyor sonuçta. bir de iki kat fazla kirlendiğini nasıl ölçtün yahu? mikroskopla mı baktın hangi bölgelerde daha çok bakteri olduğuna? tam olarak iki kat mı kirlenmiş cidden? yahu sen bilim insanı değilsin ki, çocuklarının anası, evin hanımısın. muhtemelen müge anlı ya da kaynanalar mutfakta falan izliyordun, reklam girince perdeyi temizleyeyim dedin. daha halk dilinde ifadeler kullanman lazım. öyle her olaya da şarkı yazma. dramatize etme olayı. tüle bu kadar anlam yüklenir mi ya? beyaz iple örmüşler, tül de beyaz olmuş işte. bunlara biraz dikkat edelim *

    bir de çikolata, gofret tarzı abur cubur reklamları var benim anlamlandıramadığım. reklamlarda dediklerine göre dünyanın en akışkan çikolataları türkiye'de üretiliyor. eti tutku reklamında bisküvinin içinde sanki çikolata yok da patlamaya her an hazır ve nâzır kahverengi bir lav var. yahu 20 yıldır eti tutku, biskrem tarzı ürünlerin reklamlarını izliyoruz, görmedik kardeşim o akışkanlığı * tadı güzel diye yiyoruz işte, siz de çok çaktırmayın.* aynı şekilde magnum dondurma yerken de o büyüleyici ses hiçbir zaman çıkmıyor. gerçi magnum yiyemiyoruz o da ayrı konu ama yediğimiz zamanlarda da hiç böyle bir sese şahit olmadık.

    işin özü, biraz kendiniz olun ey reklam senaristleri ve oyuncuları. tamam, survivor veya masterchef tarzı acun ılıcalı kurgularındaki gibi her dakika gölgenizle kavga edin demiyorum ama biraz gerçekçilik yahu!* ben a haber izleyip ülkeyi isviçre sananlarla aynı duyguları yaşamak istemiyorum. reklamların beni ülkeme dair bu kadar ümitlendirmesine dayanamıyorum. lütfen normal yaşantıda tanık olabileceğimiz türde reklamlar görelim. nasıl olsa arada kimse izlemiyor diye sürreal ve zorlama yapımlar çıkarmayalım ortaya. biraz özen yahu *
    ···
   tümünü göster