/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
  1. 1.
    0

    Latin isyanı / işgali



    istanbul, o zamanki adıyla Konstantinopolis, tarihte eşine az rastlanan ve Moğollara rahmet okutan bir yağmaya maruz kaldı.

    Bu talanı ise Bizanslıların din kardeşleri Avrupalılar gerçekleştirecekti.

    Papa II. Urbanus, Fransa'da Clermont Konsili'ni bir araya getirdi ve bu konsilin ardından Ortadoğu'da tüm dengeleri değiştirecek bir karar aldı.

    Buna göre; Avrupa'daki tüm krallık ve prenslere haber gönderilerek Kudüs'ün Müslümanların elinden kurtarılmasını amaçlayan kutsal bir sefere davet etti.

    Bu seferler tarihe "Haçlı Seferleri" ismiyle geçecekti.

    Pierre l'Ermite komutasında büyük bir ordunun meydana getirilmesi fazla uzun sürmedi.

    Haçlılar, Müslüman idarecilerin kendi aralarındaki çatışma ve karışıklıklardan yararlanarak, 3 yıl gibi kısa bir süre içerisinde, bugün Ortadoğu olarak bilinen coğrafyanın büyük bir kısmında hâkimiyet sağlamışlardı.

    Artık kutsal hedefleri olan Kudüs üzerine yürümelerinin önünde herhangi bir engel bulunmamaktaydı.

    Kudüs kenti Müslümanların ilk kıblesiydi ve Hazreti Ömer zamanında fethedilmişti.

    Hazreti Ömer şehre hem Hıristiyan hem de Yahudi cemaatinin liderleri eşliğinde girmiş ve kentin manevi iklimine büyük saygı göstermişti.

    Hazreti Ömer'in şehre girdiğinde yaptığı ilk iş diğer dinlerin kutsal mekânlarını gezmek olmuş, namaz vakti geldiğinde ise Hıristiyan cemaati lideri patriğe nerede namaz kılacağını sormuştu.

    Patrik, hemen bulundukları mekânda kılabileceklerini söyleyince Hazreti Ömer, tebessümle bunun doğru olmayacağını belirtti.

    Hazreti Ömer, kendisinden sonra gelecek Müslümanlar; "Ömer burada namaz kıldı diyerek buraya sahip çıkmak isterler" diyerek orada namaz kılmadı.

    Bu naif davranışı desteklemek adına da Kudüs'e Hazreti Ömer Camisi'ni inşa etti ve diğer dinlerin ibadethanelerine dokunulmasının önüne geçti.

    Haçlı ordusu, 15 Temmuz 1099 senesinde Kudüs'e girdiğinde ilk icraatlarından birisi Hazreti Ömer Camisi'ni tahrip etmek oldu ve bir diğer dinin mensupları yaklaşık bin Yahudi'yi ibadethaneleri havraya doldurularak yaktılar.

    Bu işgal sonrası Kudüs Krallığı ilan edildi ve Godefroi tahta oturdu.

    Haçlılar, gücünü Müslümanların uyuşukluğu, kıskançlığı ve korkaklığından alıyordu.

    idareciler sanki toprakları hiç işgal edilmemiş gibi kayıtsız davranıyor, bir Müslüman emir ya da komutan güçlenecek gibi olursa hemen kuyusunu kazmaya girişiyorlardı.

    Üstelik bu uğurda Frenklerle ittifak yapmaktan da çekinmiyorlardı. Halk ise Haçlı ordusunun zulmü karşısında sinmiş görünüyordu.

    Bunun en önemli nedeni Haçlılar işgal ettikleri şehirlerde kendilerine mukabelede bulunan insanları korkunç şekilde katlediyordu.

    Hatta Müslüman halkların kalbindeki Haçlı korkusunu artırmak için Tafurlar isimli yamyam birlikleri dahi kurulmuştu.

    Avrupa'dan gelen bu Hıristiyan savaşçılar öldürdükleri Müslümanların etlerini çiğnemeleri ile ünlenmiş askerlerdi.

    Velhasıl, Avrupa topraklarından Ortadoğu'ya gelip büyük felaketlere neden olan Haçlı Seferleri yalnızca Müslümanlar için yıkım getirmemişti.

    Bizans istanbul'u ve ahalisi de bundan fazlasıyla nasibini alacaktı.

    Yıkıma doğru

    Papa Innocentius, Alman imparatorunun ölümü ile Katolik dünyasının artık tek siyasi figürüydü.

    Rüştünü ispat edebilmek adına Dördüncü Haçlı Seferini organize edip Müslümanlara ağır bir zayiat vermek niyetindeydi.

    Bir diğer arzusu da zengin istanbul'un kendisine boyun eğmesi ve Bizans kilisesinin kendisine boyun eğerek iş birliği yapmasıydı.

    Papa Innocentius, Haçlı seferi çağrısı yaptığında VI. Heinrich ölümüyle Almanya taht kavgasına tutuşmuş, Sicilyalılar bağımsızlık arayışında, Fransız Kralı Philippe ise bu kaostan pay peşindeydi.

    En batıda ingilizlerde de durum farklı değildi. Kral Richard'ın ölümü sonrası kardeşi John ile yeğeni Arthur taht savaşına tutuşmuşlardı.

    Bu yüzden Papanın çağrısı krallar düzeyinde değil de kontlar düzeyinde karşılık bulmuş; Champaigne kontu Thibaut, Blois kontu Louis, Flandre kontu Baudouin, Geoffroi de Villehardouin gibi önemli ailelerin temsilcileri davete icabet etmişlerdi.
    ···
   tümünü göster