1. 1.
    0
    beyler gri ekranın amk kusura bakmayım yazdım o kadar iletilemedi baştan yazıyom

    siz hep morgları soğuk ve ürkütücü yerler olarak hayal edersiniz değil mi ? hatta belki de içerde dinlenen ölüler yüzünden kötü koktuğunu düşünürsünüz. ben de öyle düşünüyordum işe başlayana kadar. halbuki anlamak isteyene morgda bile anlaşılacak açıklığa kavuşturulacak o kadar çok şey vardır ki çoğu anlatılmaz yaşanır sadece.

    hikayemize dönecek olursak, her şey 11 temmuz pazar günü saat 19:00 sularında başladı. o sıralar gece vardiyasında olduğum için akşam 6 da benim sabahçı cemil abi den vardiyayı devraldım. her zamanki gibi pineklemeye başladım sandalyenin üzerinde. tam ben sıkıntıdan uykuya dalacakken sedye asansörünün kapısı açıldı. içerde üzeri beyaz çarşaf örtülü bir sedye ve içinde tahmin edeceğiniz üzere bir ceset vardı. hasta bakıcı küfür eder gibi bir edayla evrakı uzattı " imzala" dedi. naaşı teslim aldığıma dair imzayı attım ve adam asansörle yukarı çıktı .
    ···
   tümünü göster