1. 1.
    +4 -2
    yaşlı bir çinli demirci ustası çırağının sürekli her şeyden şikayet
    etmesinden bıkmıştır. bir gün ona bir ders vermek ister ve çırağını tuz
    almaya gönderir. hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak, döndüğünde, yaşlı
    usta, ona bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyler. çırak, yaşlı
    adamın söylediğini yapar ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başlar.

    "tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama çırak öfkeyle, "acı" diye cevap verir.
    usta çırağını kolundan tutar ve dışarı zütürür. sessizce az ilerdeki gölün
    kıyısına giderler ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su
    içmesini söyler. söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu
    koluyla silerken usta, aynı soruyu sorar:

    "tadı nasıl?", "ferahlatıcı" diye cevap verir genç çırak. "tuzun tadını
    aldın mı?" diye sorar yaşlı adam, " hayır" diye cevaplar çırağı. bunun
    üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş çırağının yanına oturur ve şöyle
    der:

    "bak evladım, yaşamdaki acılar da tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. acının
    miktarı hep aynıdır. ancak bu acının şiddeti, neyin içine konulduğuna
    bağlıdır. acın olduğunda yapman gereken tek şey, acı veren şeyle ilgili
    hislerini genişletmektir. onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl
    olmaya çalış ."

    bu güzel nasihatten üç gün sonra çırak ölür. yaşlı demirci hastaneye koşar
    ve doktorlara çırağın ölüm nedenini sorar. doktorların çırağın ölümüne, bir
    fabrikanın göle boşalttığı zehirli atıkların yol açtığını söylemesi üzerine
    yaşlı demirci:

    "hastir beee... "
    ···
   tümünü göster