1. 1.
    +29
    veletliğimden beri doğal olarak mevcuttur bende. işin özü önce rüyada olduğunu farketmektir binler. buna alışkın değilsen hemen uyanırsın. ya da görüntü kararmaya başlar. uzun süre yapmadığımda bana bile olur. sakince beklersen geri gelir görüntü. bilinçaltı bazen adamı rüyadan atmaya çalışıyor sanki. var böyle bişi bence. rüyada olduğunu farkedip devam edebiliyorsan artık istediğini yap. şimdi sen farkedene kadar bilinçaltın sana bir rüya senaryosu yazmış, 3 boyutlu sanal ortam modellemiş. sen rüyada olduğunu farkettiğin an bu tezgahı bin ediyorsun. adam orda sana birşey anlatıyo, o kadar set kurulmuş sana bi konseptte rüya sunmak için sahne düzenlemiş bilinçaltın, sen uyanıyorsun ve rüya lan bu giberim bana ne diyip kapıyı vurup çıkıyorsun. etrafta takılıyorsun.

    yeni başlayan sünepeler ya da uzun süre ara verenler her istediğini yapamayacak tabi binler. yoksa rüya hakimiyetini çözdüğünde artık uç, ışınlan, istediğin kişiyi rüyaya getir, beyinlerini kontrol et, telekinesi, her tür süper güç aklına ne gelirse. hatta rüyanın haritasından çıkıp kendi haritanı ortdıbını yarat. her seferinde farklı bi senaryo yarat kendine onu oyna; ferre mu istersin, action filmi mi, gerilim mi, fantastik mi, romantizm mi ne istersen. sınır hayal gücün. ben mesela tam hakimiyet olayını çok seyrek yapabilmişimdir. genelde hep rüyanın haritasında, artık alıştığım uçma olayı hariç fizik kuralları dışına çıkamadan kafama göre takılırım. bu durumlarda inat edip zorladığın zaman klagib kararma ve rüyadan atılma olur.

    yeni başlayanların dikkat etmesi gereken ortamın zabıtası, polisi, allahı bilinçaltıdır. sen rüyada olduğunu farkettiğin an sana inat eder, genellikle uyandırmaya, rüyadan kovmaya çalışır seni. uyanmıyorsan takılıyorsan etrafta o zaman da oyununu bozmaya çalışır. mesela yeni başlayan binler ciğerinizi bilirim hepinizin. hemen etraftaki karı kıza saldırmaya, tuttuğunu gibmeye çalışacaktır. ama bilinçaltı zütlük yapmayı kafaya koyduysa ne oluyor? kalabalık bir şehirde bile olsan aklına bu binlik düştüğü gibi etrafta bi tane karı yok, dişi sinek bile yok, hadi bakalım. saatlerce dolaş bulamazsın. ya da insanlarla diyalog kurmak istiyorsun rüyada olma durumunu sorgulamak gibi, bilinçaltına saçma sapan sorular sormak gibi. bakıyorsun bir allah kulunun ağzını bıçak açmıyor. çok zorluyorsan da bu sefer hiç insan yok etrafta. bu inatlaşma başladı mı üzerine gitmekten çok ayrı bir konsantrasyon durumuyla devre dışı bırakıyorsun, programı görev yöneticisinden kapatıyorsun.

    yıllarca yapıyorsan bunu, aklına gelen her çeşit senaryoyu yaşadıysan bu sefer bilimsel deneysel takılıyorsun rüyada. kendi beynin fizik kurallarını ne kadar başarılı işleyebiliyor, grafik işlemci ne kadar yüksek kalitede ve detayda görüntü verebiliyor bunları inceliyorsun. şahsi deneyimlerim beynin rüyada ekonomik güç tüketimi yöntemi benimsediği. yani detaylara pek dikkat etmiyorsan son derece vasat hatta çizgi film gibi modellemeler olurken dikkat etmeye başladığında sınırsız realistik bir sanal dünyada bulabiliyorsun kendini. insan beyni dışarda gördüğümüz gerçek dünyadan ayırt edemeyeceğin, birebir kopyası olabilecek kadar grafik ve fizik detayı yaratabiliyor. yalnız bunun rüya hakimiyeti seviyesiyle direkt alakası var.

    deneysel takılmanın en enteresan noktası ise bilinçaltıyla birebir kurduğun diyalogtur. bunun en basit yolu rüyadaki herhangi bi lavuğu çevirip bilinçatı olduğunu bilerek hitap etmek, konuyu oraya çekmek. ama buna fazla heveslenmeyin binler . bilinçaltı hiçbir zaman tam yüz göz olmaz, fazla muhattap olmaz. baktı sülük gibi yapıştın vazgeçmiyorsun, o zaman seni gerçekten diyalog kurabildiğine inandırır, suyuna gider, "he gülüm, he canım, he" der geçiştirir postalar bi şekilde. bilinçaltı bunu bir abi, bir veli olarak senin iyiliğin için yaptığını düşünür. bilinçaltıyla bilinç arasında direkt etkileşimden soyutlanmış bazı katmanlar vardır. bunları aşıp direkt bağlantı kurmak kısa devreye yol açıp akıl sağlığını bozabileceği, hatta beyin kimyasını bile etkileyeceği konusunda bilimsel camiada henüz bir sonuca varmamış şüpheler vardır. bilinçaltı da her zaman neme lazım diyip zütü sağlama almak ister.

    bilinçatının sıklıkla yapacağı bir zütlük de sana rüyada olduğunu farketmiş takılırken sonradan aynı rüya içinde bunu unutturabilmektir. evet aynen öyle, herşeyin farkında olsan da bilinçatının katakullisiyle yine rüyanın senaryosuna dalıp bu farkındalığını kaybedebiliyorsun. sabah uyadnığında rüyanı hatırlayabiliyorsan farkediyorsun bunu, aa ben arada olaya uyanmıştım ama sonra yine daldık gittik diye.

    şu inception gibinde işlenen zaman algısı dalgası kesinlikle gerçek. bizzat ben çok kez test ettim bunu. çok ama çok enteresan birşey bu. rüyaya yattığın ve uyandığın saate dikkat ettiğinde gerçek zaman mutlaka rüyada harcadığın, takıldığın zamandan kısa olur. zaten tüm araştırmalara göre maksimum rüya görebildiğin süre saniyelerle ölçülüyor. ama beynin zaman algısı rüyada olabildiğince genişliyor ve biz rüyada saatlerce takılabiliyoruz ama gerçek dünyada sadece saniyeler geçebiliyor. bazen saatlerce rüyada takılıp saati kontrol ettiğinde 10-15 dakika geçtiğini görebilirsin. burdaki sürenin çoğunluğu şuursuz geçen uykuya dalma sürecidir tabi, gerçek rüya saniyeleri geçmez. ama inceptiondaki rüyada yıllar aylar geçirip uyandığında aynı süre geçmiş gibi zihnen yaşlanmış olma türü birşey yok. koca bir gün gibi tek bir rüyada zaman geçirdiğimi hatırlarım. öyle aylar yılları bırakacaksın. ama bu süre ne kadar uzarsa o kadar az hatırlıyorsun ve uyandığın an rüyanın tüm anıları o kadar fazla paramparça oluyor. zaman algın yaşlanmış gibi değil, yine akşam yatıp sabah kalkmış gibi oluyor her seferinde. belki komada kalanlar günler, haftalar falan geçiriyorlardır ama onların da uyandığında rüya anılarının paramparça olacağına bahse girerim.

    bir de karabasan olayı, yani uyku felci var ki. bundan korkup, uyanmaya çalışıp fırsatı bin edenlere kıçımla gülüyorum. ulan adamlar ne uyuşturucular, ne kimyasallar alıyorlar bu triplere girmek için, sağlıklarını, hayatlarını gibiyorlar. tripten tribe koştuğun, halüsinasyonuyla, beden dışı tecrübesiyle müthiş bir fenomendir bu. biraz alıştın mı da istediğin zaman uyanıp çıkabilirsin karabasandan. gibtiredin o konulara girsek çıkmayız şimdi, o ayrı başlığın konusu.

    bu işler öyle şehir efsanesi, masal falan da değil binler. kolpa sıkmıyoruz burda. dünyanın her yerinde üniversitelerde oxford'da cambridge'de isim yapmış koskoca pgibiyatri profesörleri, nörologlar, sayısız akademisyen dersler verir, makaleler hazırlar, sayısız araştırma yapılır lucid dreaming üzerine. sonuçta binler hepimizin kafasında bütünleşik bir sanal gerçeklik makinası, oyun konsolu var. takunu çıkarmadan, hayatını, işini gücü aksatmadan ara sıra takılıp eğlenebildin mi tadından yenmez. sonuçta beyin bedava. taşıyorum, niye hamallık edeyim. özet mözet de yok gibtirin.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Ben bikere rüyamda beni x-men kovalıyodu deparı koydum sonra rüyada olduğumu anladım çıkmam lazım rüyadan yoksa x-men beni gibecek ama sonra yine kontrolü kaybettim rüyada olduğumu unuttum çok tuhaf bir histi
      ···
   tümünü göster