1. 1.
    +1
    vii. yüzyıl başlarında, hindistan'ın assam bölgesinde yerleşik ingiliz kara kuvvetlerinin kışlasına bir kaplan saldırdı. normalde, kaplanla sınırlı olmaksızın, bahşi hayvanlarda saldırı mesafesi bilinci söz konusudur. düşman belirli bir menzil içerisine girdiğinde saldırıya geçme alışkanlığına sahiptirler. öte yandan, ateş edildiğinde çoğu durumda kaçarlar. ancak, bu kaplan zaten daha önceden kana bulanmış pençeleriyle nöbetçi askerlere aniden saldırmış, öldürülene kadar 28 askerin boğazını parçalamıştır. "çabuk vurun şunu!" çığlıkları arasında, askerleri sırayla öldürmüş. sonradan yapılan otopside, bu kaplanın kalıtsal kemik erimesi rahatsızlığının bulunduğu anlaşıldı. yani vucudundaki tüm kemikler çürümeye başlamıştı. olasılıkla ön ayaklarını hafifçe oynatmakla bile, tahminleri aşan bir acı çekmiş olsa gerek ama kaplanlar asla intihar edemezler.

    burada, insanların boğazlarını parçalama amacıyla bu kaplanın yaşama azmini ayakta tutabilmiş olması gerçeği akla gelmektedir. öldürülene kadar, düşmanlarını öldürerek, kaplan yaşama azmini sürdürebilmiştir. meslektaşlarımızdan saygıdeğer dr. schubertsen'in ortaya çıkardığı datura adlı sinirsel silahın, kullanan insanı kemik erimesi sorunu olan kaplanla aynı ruh haline sokan dehşet verici bir aşırı uyarıcı olduğu söylenebilir.

    muhtevası bilinmiyor ama indole maddesi içerdiğine şüphe yok. ruhsal anormalliğin ortaya çıkmasının temel unsurunun serotonine bağlı metabolik bozulma olduğu düşünülmektedir ama minimal dozlarda etki etmektedir. enzimolojik standartlardadır. lsd-25'in onlarca katı, mescarin'le karşılaştırıldığında gerçekten yüzlerce katı gücünde etkisi olmaktadır.

    datra'nın insan üzerindeki denemeleri, deniz kuvvetlerinin kimyasal silah birimi tarafından çok gizli olarak yürütüldü. deneylerde mahkum askerler kullanıldı. on üç örnekle ilgili raporlar geride kalmıştır. datura'nın bastırma özelliği olan tüm maddeleri yok edici bir özelliği olduğuna işaret eden biyokimya uzmanları da var. (milley,1985). datura kullananlar, yeryüzüne gelen tüm kötü insanlardan çok daha kötü, düzelmesi imkansız çılgınlar haline gelir. ruh hastalarının suçlarının çoğu, hastanın megolomanya korkusuna dayanamayarak, kaçmaya çalışmaları sonucu işlenir. datura kullananlarda ise trans durumundan gerçekliğe geçiş aracı olur. bu trans hali afyonun uçma mutluluğu değil, duyguların patlama şiddetinde yükselmesidir. yani kişilik bölünmesi ya da manyaklığa benzediğini ileri sürenler de olmakla birlikte (truner,1986,sorbonne), biraz daha ileri gidip insan şeklinde yeni bir canlı türünün ortaya çıktığını söylemek daha uygun olur. kullanıcılar müthiş bir zevk duygusu içinde tahrip etmeye başlarlar. insan üzerindeki deneme raporlarına bakılacak olursa, gözbebekleri genişlemekte, yeşilimtrak salya çıkartmakta, kaslar demir gibi sağlamlaşmakta ve güçlenmektedir. kullanıcılar, görüş alanlarına giren herşeyi yok edip, canlıları öldürmeye devam ederler. öldürülene kadar da durmazlar. öldürmekten başka onları durdurmanın yöntemi yoktur. 1987 köln antlaşması, datura'nın yeryüzünden tamamen silinmesini öngörmektedir. ancak, katı, sıvı ve gaz halindeki toplam 3 ton datura yok edimemiş, sadece mühürlenerek kapatılmıştır. datura'nın çoğu deniz dibine yollanmıştır.

    datura ilk olarak 1978 yılında, güney amerika'daki guyana'da halkın bir tapınakta toplu intiharıyla ilk kez objectif altına alınmış, bilinir hale gelmiştir.
    ···
   tümünü göster