1. 1.
    +1
    "tarih, karsilastirmali bir disipline donustugunde sosyolojiden ayirt edilemez. diger taraftan, sosyoloji tarihsiz yapamadigi gibi, ayni zamanda sosyolog da olan tarihcilere ihtiyac duyar. sosyoloji, ilgilendigi gercekleri bir yolunu bulup calmak icin, tarihin alanina bir hirsiz gibi gizlice girmek durumunda oldugu muddetce, bu isten pek bir fayda gormez. tanimadigi, ait olmadigi bu alana girdiginde, sosyoloji aslinda en sarih bicimde gormekten en cok kazanc elde edecegi verileri ya hic algilayamaz, ya da ancak ustunkoru bicimde gorur. ote yandan, tarihci bu verilerle ugrasmaya aligibtir, ve onlari rahatca degerlendirir. dolayisiyla, ne kadar karsit olsalar dahi, sosyoloji ve tarih dogal olarak birbirine egilim gosterir, ve butun isaretler bu iki disiplinin unsurlarini bir butun haline getirecek tek bir alanda birlesmeye davet edilecekleri yonundedir. cunku gorevi tarihsel verileri ortaya cikarmak olan tarihcinin, elindeki bu malzemeyle yapilabilecek olan karsilastirmalari ihmal etmesi de, karsilastirmalarla mesgul sosyologun bu gerceklerin nasil kesfedildigi meselesini ihmal etmesi de ayni derecede imkansizdir. tarihsel gercekleri sosyolog gibi gormeyi bilen tarihciler, ya da ayni seyin diger bir ifadesiyle, tarihin butun tekniklerini kavramis sosyologlar yetistirmek, iki tarafin da ugrunda caba sarfetmesi gereken ortak amactir."
    ···
   tümünü göster