1. 1.
    0
    soğuk bir kış günü almıştık yerimizi. en yakın rakibimize atmış olduğumuz 8 puanlık farkın ve namağlup olmanın getirdiği coşkuyla doldurmuştuk tribünleri. fakat pis mi pis, basık mı basık, sıkıcı ve bunaltıcı bir hava vardı sanki inönünün üzerinde. kimse bilmiyordu tabii bu maçın beşiktaş üzerinde oynanacak olan oyunların dönüm noktası olduğunu. ve cem papila çıktı sahneye, düdüğünü çaldı ilk yarı başlamıştı.

    düdük çalmadan önce bütün stad elleri havaya kaldırıp ooooooooo diye bağırdıktan sonra "bir iki üç.. şak şak şak beşiktaş şak şak beşiktaş laylaylaylaylaylaylaylay laaaaaaaaaaaaaaaaay ooooooooo beşiktaş" ezgileri eşiliğinde zıplarken cem papila infaz hazırlıklarına başlamıştı bile. maçın ilk dakikası içerisinde pancuya arkadan yapılan harekete devam demiş. coşkulu tribünlerin gözünden kaçmıştı. üç dakika sonra yine pancuya atılan kasti tekmelerde bırakın kartı faul bile çalınmıyordu.

    tribün huzursuzlanmaya başlamıştı. beşiktaş giunti ve tayfur ile mükemmel bir oyun sergiliyor samsuna geçit vermiyordu. cem papila tüm takdir haklarını samsundan yana kullanmasına rağmen samsun bir türlü kaleye gelemiyordu. cem papila artık daha fazla rol üstlenmesi gerektiğine karar vermişti. seyirciyi germek için ikili mücadeleleri ve ince ofsaytları görmüyordu. hayatımda ilk defa eli cebinde maç yöneten bir hakem görmüştüm.

    ilk yarıda zagonun kırmızı kartlık hareketini anında süzen ve olayın yanında biten hakem, zagoyu kırmızı kart ile dışarı attı. ve ne olduysa ondan sonra oldu zaten. samsunspor hala oynuyor fakat hakemin istediği gol bir türlü gelmiyordu. bir kırmızı kart daha çıktı. 9 kişi kalan beşiktaş baskıya daha fazla dayanamadı. ilk golü kalesinde gördüğünde cem papila derin bir oh çekmişti.

    fakat beşiktaş hala mükemmeldi ve hatta bir de gol buldu. maçta beraberlik sağlanmış. tribünlerin beşiktaşın gösterdiği direnç karşısında gözleri yaşarmıştı. fakat cem papila kararlıydı. rakibine en ufak bir teması olmamasına rağmen komik bir şekilde ahmet yıldırım'ı da oyundan attı. artık sinirler iyice gerildi.

    soyunma odasına giderken takımı yanına çağıran çarşı grubu bu taraftar sizinle gurur duyuyor derken beşiktaşlılar ilerideki haftalarda olabilecek hakem oyunlarını daha şimdiden hayal edebiliyorlardı. maçın ikinci yarısı da ilk yarı gibiydi. işini sağlama almak isteyen hakem bir kırmızı kart daha çıkararak beşiktaş'ın bitmesini istiyordu. artık cem papila da korku içerisindeydi. elinden geleni yapmıştı. atabileceği kadar oyuncu atmış; bütün oyunu beşiktaş yarı sahasına yıkmıştı fakat beşiktaş o kadar güzel oynuyordu ki samsun hiç bir şey yapamıyordu. maçın ilerleyen dakikalarında yorgunluk baş gösterdi, tüm beşiktaşlıların hüzünlü bakışları arasında samsun atakları dalga dalga gelmeye başladı ve samsun ikinci golü atınca sadece tetikçi cem papila nın düdüğü duyuldu inönüde. samsunlu oyuncular bile sevinmiyordu. sonra gollerin arkası geldi. önce üç oldu, sonra dört..

    samsun beşiktaşla dalga geçmeye başlamıştı. ayrıca hakem de dalga geçiyordu. faul olmayan pozisyonlarda beşiktaş için eyyamcılık yapıyor. bıyık altından gülüyordu. tribünler dayanamadı. ilhan mansız dayanamadı. "vur vur vur vur" tezahüratları eşliğinde ilhan rakibine sert girerek kırmızı kart gördü ve maç hükmen samsunun 4-0 üstünlüğüyle bitti.

    bu maçı sonra hiç bir beşiktaşlı unutamadı. ömrünün sonuna kadar da unutamayacak.
    ···
   tümünü göster