1. 126.
    +2 -4
    işim gereği sudan'a gitmiştim bundan 2-3 ay önce. sudan konum olarak işim için uygundu ve bu yüzden burayı seçmiştim ya da belki seçirilmiştim. yolda gelirken bile başıma çok enteresan olayların gelmesi belki bu olayın artık ortaya çıkarılma isteğidir. neden beni seçtiler peki? onu da daha sonra ki süreçlerde anlatacağım. tabi yazma fırsatını tekrar bulabilirsem. yanımda bana rehberlik edecek bir bayan bulunuyordu uçakta. görev bölgeme giderken sürekli onla konuşuyorduk. onun da bu işlerde parmağı olduğunu çok geçmeden, biraz düşününce, çok rahat anladım. yükseklik korkum vardır benim ve uçağa binmekten ödüm patlar. kendimi rahatlamak için kadınla sohbet ediyordum ve sürekli hosteslerin o gülen yüzüne bakmaya çalışıyordum. çünkü sürekli gülüyorlar ve insan gerçekten rahatlıyordu. ama uçak kısa bir sarsıntı geçirince ben kaptanı görmek istedim ve yerimden kalkıp kaptan pilotun yanına gittim. kaptan pilot beni görünce birden yerinden fırladı. ben sandım herhalde korsan sandı ve korktu. bu korkamasının sebebini de çok geçmeden anladım. pilot tedirgin ve gözlerimin içine çok tuhaf baktı. şimdi anlıyorum ki bu bilgi sistemli olarak bana aşılandı. uçaktan inince bizi bir polis kafilesi karşıladı ve üzerimdeki çakı, bıçak ve buna benzer kesici aletler elimden alındı. nedenini öğrenmek istediğimde cevap alamadım. yabancılara karşı uygulanan bir kanun olduğunu söyledid rehber bana. arkeolojik bir kazı için bulunuyordum ve ülkelerine gelen arkeologtan ellerindeki kesici aletleri almaları gerçekten çok tuhafıma gitmişti. daha önceki araştırmalarımda hiç böyle bişeyle karşılaşmamıştım ve sudanı gelmeden önce bazı kaynaklardan araştırdım ve böyle birşeye hiç raslamamıştım. gerçekten bu noktada birşeylerden şüphelenmeye başlamıştım. neyseki kalacak yerimize ulaşmıştık. fazla lüks olmayan bir otel odasında sabahlayıp işe erkenden koyulmayı düşünüyordum. odama kadar eşlik eden temiz suratlı bir çocuğa böyle birşey olup olmadığını sordum ve böyle birşeyin olduğunu yabancılara kesici alet verilmediğinden bahsetti. bende' gerçekten doğru söylüyor olabilir !diye düşünerek odama geçtim ve ona bana 'meyve getrimesini' söyledim. 'peki efendim' diyerek uzaklaştı. geri geldiğinde bütün meyveler soyulmuş ve doğranmış vaziyetteydi. ayrıca çevremde gerçekten tek bir kesici alet bile yoktu.

    özet: beyler biraz beklettim ama tek burayla ilgilenemiyorum diğer yandan çevremle ilgilenmem lazım. basın mensubu arkadaşlar varsa lütfen hazırlıklı olsunlar. sonunda caspleri ve belgeleri ortaya dökeceğim.

    edit: beyler devamı gelecek bekleyin.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster