1. 26.
    +2
    (1) ZABiT
    (2) ZADE
    (3) ZAFER

    ________________________________________________________
    panpa hepsini yazıyorum
    ________________________________________________________

    ZÂFiR: (Ar.) Er. - Zafer kazanan, üstün gelen.

    ZAĞNOS: (Tür.) Er. - Bir tür doğan ' kuşu.

    ZÂHiD: (Ar.) Er. - Zühd sahibi, şüpheli şeyleri bile terkederek günahtan kaçan, Allah korkusuyla dünya nimetlerinden el çeken (kimse) muttaki.

    ZAHiDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Zahid).

    ZAHiR: (Ar.) Er. - Parlak, parlak yıldız. Allah'ın isimlerindendir. Kur'an-ı Kerim'de Hadid suresi 3. ayette geçer.

    ZAHiRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Zahir).

    ZAiD: (Ar.) Er. - Artan, artıran. -Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

    ZAiDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Zaid).

    ZAiK: (Ar.) Er. - Tad alan, tadıcı, tadan.

    ZAiKA: (Ar.) Ka. - (bkz. Zaik).

    ZAiM: (Ar.) Er. 1. Kefil. 2. Prenses, şef.

    ZAiME: (Ar.) Ka. - (bkz. Zaim).

    ZAKiR: (Ar.) Er. - Zikreden, ,anan. Allah'ı gerektiği gibi teşbih ve tehmid eden. Kur'an'ı öğüt verici, gerçek bir zikir olarak gören.

    ZAKiRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Zakir).

    ZAMBAK: (Ar.) Ka. - Güzel ve iri çiçekli bir süs bitkisi.

    ZAMiR: (Ar.) Er. 1. iç, yüz. 2. Yürek, vicdan. 3. Gönülde gizli olan sır. 4. Adın yerini tutan sözcük.

    ZAMiRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Zamir).

    ZARAFET: (Ar.) Ka. - incelik, güzellik, zariflik.

    ZARiF: (Ar.) Er. 1. Nazik ve hoş konuşan, ince ve hoş tavırlı olan kimse, kibar. 2. inceliği, latifliği ile hoşa giden.

    ZARiFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Zarif).

    ZATi: (Ar.) Er. 1. Kendiyle ilgili, kendine ait, özel. 2. Özle ilgili.

    ZATiNUR: (Ar.) Ka. - Aydınlık, nurlu kişi.

    ZATiYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Zati).

    ZAYiÇE: (Fars.) Ka. - Yıldızların belli zamandaki yerlerini gösteren cetvel.

    ZEBERCET: (Ar.) Ka. - Zümrütten daha açık yeşil olan, zümrüt kadar değerli olmayan bir süs taşı.

    ZEBiH: (Ar.) Er. 1. Kesilmiş veya kesilecek kurban. 2. Hz. ismail ile Hz. muhafazid'in babası Hz. Abdullah'ın lakabı.

    ZEHEB: (Ar.) Er. - Altın. (bkz. Zer).

    ZEHRA: (Ar.) Ka. - Çok beyaz ve parlak yüzlü. Hz. muhafazid'in kızı Hz. Fatıma'nın lakabı.

    ZEHRE: (Ar.) Ka. - Çiçek. (bkz. Şükufe).

    ZEHREVAN: (Ar.). - Kur'an'daki sure-i Bakara ile Sure-i Al-i imran. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZEKAi: (Ar.) Er. - Zekayla ilgili, zekaya ait.

    ZEKAVET: (Ar.) Ka. - Zeka, zeki-lik.

    ZEKERiYA: (Tür.) Er. - Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen peygamberlerden biri.

    ZEKi: (Ar.) Er. 1. Zekalı çabuk anlayan ve kavrayan. 2. Zeka belirten.

    ZEKiRE: (Ar.) Ka. - Belleği güçlü olan, unutmayan.

    ZEKiYE: (Ar.) Ka. - Anlayışlı, kavrayışlı, zeka sahibi.

    ZELiHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Züleyha).

    ZEMHERiR: (Ar.) - Gündönümünden sonraki şiddetli soğuklar, kara kış. (22. Aralık'tan 31 Ocak'a kadar). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZEMiN: (Fars.) Er. 1. Yer, yeryüzü. 2. Temel, dayanak. Konu, tema.

    ZEMiNE: (Fars.) Ka. - (bkz. Zemin).

    ZEMZEM: (Ar.) - Ka'be çevresindeki ünlü kuyu ve bu kuyunun müslümanlarca kutsal sayılan suyu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZENAN: (Fars.) Ka. 1. Kadınlar. 2. (bkz. Nisa).

    ZENNiŞAN: (f.a.i.) Ka. - Ünlü, tanınmış kadın.

    ZENNUR: (Tür.) Ka. - (bkz. Zinnur).

    ZERR: (Ar.) Er. - Karınca yumurtası. Ebu Zerr: Ashab-ı Kiram'da zühd ve takvaca meşhur bir zat.

    ZERAK: (Ar.) - Mavi, gök renkli. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZERARE: (Fars.) - Saçıntı, saçılan şey. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZEREFŞAN: (Fars.) Ka. 1. Altın saçan, altın saçıcı. 2. Altın kakmalı. 3. Bir lale türü.

    ZEREN: (Tür.) - Anlayışlı, kavrayışlı, zeki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZERGUN: (Fars.) Ka. - Altın renkli, altın gibi san olan.

    ZERGÜL: (Fars.) Ka. - Altın gibi.

    ZERiA: (Ar.) Ka. - Vesile, bahane, fırsat.

    ZERiN: (Fars.) - Altından olan, altın gibi parlak olan, san olan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZERiŞTE: (Fars.) 1. Altın tel, sırma. 2. San. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZERKA: (Ar.). 1. Gök gözlü. 2. Gök mavisi. 3. Mavi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZERNiGAR: (Fars.) Ka. - Altınla işlenmiş, yaldızlı.

    ZERNiŞAN: (Fars.) Ka. - Kılıç gibi şeylerin üzerine kakma altınla yapılan işleme, süs.

    ZERRiN: (Fars.) Ka. 1. Altından mamul. 2. Altın renginde sarı. 3. Parlak. 4. Güzel kokulu bir cins çiçek. 5. Fulya.

    ZERTAR: (Fars.) Ka. 1. Altın tel, sırma. 2.Güneş ışını.

    ZERVER: (Fars.) - Altın yaldızlı olan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZEVAHiR: (Ar.) 1. Parlak yıldızlar. 2. (bkz. Zahir). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZEVAL: (Ar.) Er. 1.Yerinden ayrılıp, gitme. 2. Zail olma, sona erme. 3. Güneşin başucunda bulunma zamanı.

    ZEVKAN: (Ar.) 1. Zevk bakımından, zevkçe. 2. Zevk yoluyla. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZEVRA: (Ar.) 1. Dicle nehri. 2. Bağdat şehri. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZEVRAK: (Ar.). 1. Kayık, sandal. 2. Mekke'de yapılan zemzem şişesi. 3. Çiçek testisi, kadehi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZEVVAK: (Ar.) Er. 1. Bir şeyi çok fazla tadan. 2. Bir şeyi çok fazla deneyen. 3. Bir şeyin çok fazla farkına varan.

    ZEYCAN: (Fars.) Er. - Candan, cana yakın.

    ZEYNEB: (Ar.) Ka. - Değerli taşlar, mücevherler. Zeyneb binti Cahş: Peygamberimiz (s.a.s)' in hanımlarından.

    ZEYNEDDiN: (Ar.) Er. - Dinin zineti, süsü.

    ZEYNEL: (Tür.) Er. - Zeynelabidin adından kısalmış ad.

    ZEYNELABiDiN: (Ar.) Er. ibadet edenlerin süsü.

    ZEYNi: (Ar.) Er. - Süsle, bezekle ilgili.

    ZEYNiYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Zeyni).

    ZEYNO: (Tür.) Ka. - Zeynep adının bozulmuş hali.

    ZEYNULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın süsü.

    ZEYNUR: (Ar.) Er. - (bkz. Zinnur).

    ZEYREK: (Tür.) Er. 1. ilgi çekici. 2. Eli uz, usta. 3. Akıllı, zeki.

    ZEYYAL: (Ar.) Ka. - Uzun etekli.

    ZEYYAN: (Ar.) Ka. - Süsler, pırıltılar.

    ZEYYAT: (Ar.) Er. - Zeytinyağı, zeytinyağı yapan kimse.

    ZiBA: (Fars.) Ka. 1. Süslü, güzel. 2. Yakışıklı.

    ZiCAN: (Fars.) Ka. 1. Canlı, canayakın, candan.

    ZiBARU: (Fars.) Ka. - Güzel yüzlü, dilber.

    ZiHNi: (Ar.) Er. - Zihinle, akılla ilgili.

    ZiHNiYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Zihni).

    ZiKRi: (Ar.) Er. - Anma ile ilgili.

    ZiKRA: (Ar.) 1. Anma, hatırlama. 2. ibret, örnek. 3. Öğüt. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZiNET: (Ar.) Ka. - Süs, bezek.

    ZiNDE: (Fars.) 1. Diri, yaşayan, canlı. 2. Dinç, sağlam, güçlü kuvvetli. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZiNNUR: (Ar.) Er. - Nurlu, ışıklı, aydınlık.

    ZiNNURE: (Ar.) Ka. - (bkz. Zinnur).

    ZiNNUREYN: (Ar.) Er. - iki nur sahibi. Hz. Osman'a Hz. muhafazid (s.a.s)'in iki kızıyla evlendiği için bu ad verilmiştir.

    ZiRVE: (Ar.) - Doruk, bir şeyin en yüksek noktası, tepesi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZiŞAN: (Ar.) 1. Şanlı, sereni. 2. Canlı. 3. Bir tür lale. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZiVEKAR: (Ar.) Er. - Vekarlı. Vakar dolu. Vakar sahibi.

    ZiVER: (Fars.) - Süs, bezek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZiVERBEY: (Tür.) Er. - (bkz. Ziver).

    ZiYA: (Ar.) Er. - Aydınlık, parlaklık, nur, ışık.

    ZiYAD: (Tür.) Er. - Fazlalık, çokluk. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. Ziyat.

    ZiYAEDDiN: (Ar.) Er. - Dinin ışığı, aydınlığı.

    ZiYNET: (Tür.) Ka. - (bkz. Zinet).

    ZiYNETi: (Ar.) Ka. - Süsle, bezekle ilgili

    ZOBU: (Tür.) Er. 1. iri yarı, kadın, kaba. 2. Delikanlı. 3. Zor, sıkıntılı. 4. Eski vezir konaklarındaki hizmetlilere verilen ad.

    ZORAL: (Tür.) Er. - Zor al.

    ZORLU: (Tür.) Er. 1. Güzel, çok güzel, iyi. 2. Yakışıklı. 3. Güçlü, dayanıklı.4. Sert, keskin. 5. Yürekli, cesur. 6. Girgin, girişken.

    ZUHAL: (Ar.) Ka. - Güneşe uzaklık bakımından altıncı durumda olan gezegen, satürn.

    ZUHUR: (Ar.) Görünme, meydana çıkma, baş gösterme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    ZUHURi: (Ar.) Er. - Orta oyununda komik rolünü yapan kimse.

    ZÜBEYDE: (Ar.) Ka. - Öz, asıl, cevher.

    ZÜBEYR: (Ar.) Er. - Yazılı, küçük şey.

    ZÜBEYiR: (Ar.) Er. - (bkz. Zübeyr).

    ZÜHDiYE: (Ar.) Ka. - Her türlü zevke karşı koyarak kendini ibadete veren. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

    ZÜHDi: (Ar.) Er. - (bkz. Zühdiye).

    ZÜHEYR: (Ar.) Er. 1.Küçük çiçek, çiçekcik. 2. Banet Suad kasidesinin sahibi olan Ka'b'ın kendisi gibi şair olan babası.

    ZÜHRE: (Ar.) Ka. - Çoban yıldızı, venüs.

    ZÜLAL: (Ar.) Ka. 1. Hafif, saf ve tatlı su.

    ZÜLEYHA: (Ar.) Ka. - Hz. Yusuf un hanımı, güzelliğiyle ünlenmiştir.

    ZÜLFi: (Ar.) Er. 1. (bkz. Zülfıkar). 2. Kılıcın kabzasına iliştirilen süs.

    ZÜLFiBAR: (Fars.) Ka. - Dağılmış, saçılmış saç.

    ZÜLFiKÂR: (Ar.) Er. 1. Hz. Peygamberin Hz. Ali'ye hediye ettiği çatal ağızlı kılıç. 2. iki parçalı.

    ZÜLFiYAR: (Fars.) Ka. - Sevgilinin zülüflü saçı.

    ZÜLFiZAR: (Fars.) Ka. - Ağlayan, inleyen saç.

    ZÜLKARNEYN: (Ar.) Er. 1. iki boynuzlu anlamında. 2. Kur'an-ı Kerim'de adı geçen şahıs. 3. Büyük iskender.

    ZÜMER: (Ar.) Er. 1. Zümreler, gruplar. 2. Kur'an-ı Kerim'in 39. süresi.

    ZÜMRA: (Ar.) Ka. 1. Güzel, iyi ahlaklı. 2. Cesur, yiğit, yürekli. 3. Zeki, bilgili kadın.

    ZÜMRÜT: (Ar.) Ka. - Parlak yeşil renkli kıymetli taş.

    ZÜRARE: (Ar.) Ka. - Saçıntı, saçılan şey.

    ve son olarak zürafa abla
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster