+18
-3
evet beyler
geçtiğimiz günlerde karaktersiz adamla buluştuk. kafamda apo gibi bir tip çizmiştim oysa ki kadın olduğunu aklımın ucundan bile geçiremezdim.
30lu yaşlarda hayatın sillesini yemiş bu kişi (ismi nilay) karaktersiz adam nickiyle durmadan insanlara küfür ediyor, onlarla çukulaşıyor.
çekinmeden sebebini sordum
ben: nilay bu kadar güzel ve akıllıyken neden böyle şeyler yapıyorsun
ka: öncelikle ananı akıllı gibtim. pardon, artık tik oldu dedi ve anlatmaya başladı...
nilay, 18li yaşlarında izmir ege üniversitesini kazanmış ve bornova'da bir yurda yerleşmiş. yurt ortamı gençlik falan derken içki sigara vs paso böyle devam etmiş.
2.senesinde artık iyice ortam insanı olduğu için yurda sığamamış ve bir arkadaşıyla eve çıkmaya karar vermiş.
ev arkadaşı emel oldukça güzel ve lezbiyen olduğunu düşündüğü biriymiş. çünkü eve sürekli erkek arkadaşları yerine kız arkadaşlarını getirirmiş.
emel bir gün eve çok alkollü gelmiş. yanında ismini hatırlayamadığı 3 tane de kız arkadaşı varmış. kızlar gelir gelmez sıcağın da etkisiyle hemen soyunmuşlar. nilay da bu arada dvd izlerken bir yandan da olan biteni izliyormuş.
kızlardan biri soyunmuş ve nilayın yanına gelmiş. göğüsleri açık ama külodu giyinikmiş. demiş ki,
fıstık sen ne ayaksın bakim katılsana bize, fiziğin de çok güzelmiş gibilerinden birşeyler zırvalamış
nilay bu diyalogdan biraz çekinip, sağol benim biraz uykum var erken yatıp yarın erken kalkmam gerekiyor demiş.
o kız da tamam cicim sen bilirsin ama biz emelin odasındayız kapımız açık uyku tutmazsa gelirsin demiş
nilay yani nam-ı diğer karaktersiz adam elini yüzünü yıkamış dişlerini fırçalamış tam yatacakken gecenin bir yarısı kapı çalmış.
önce kapıyı emelin açmasını beklemiş, emelden ses çıkmayınca kapıya doğru yönelmiş. kapıyı açmış veee...
karşısına uzun boylu yakışıklı biri çıkmış
nilay: buyrun kime bakmıştınız?
adam: dilek burada sanırım içeri girebilir miyim?
nilay: hayır, dilek diye biri yok ki burada
adam: buraya girerken gördüm yaklaşık 1 saattir kapıdayım. lütfen çağırır mısın?
nilay: ya gerçekten yok anlamıyor musun, iyi geceler lütfen gidin buradan...
tam o sırada az önce nilaya ahlaksız teklifte bulunan kız çıkagelmiş. ne var huur çocuğu sen buraya da mı geldin!
adam: dilek lütfen gel konuşalım
dilek: hayır lan hayır istemiyorum senle konuşmak. gibtir git buradan deyip kapıyı kapatıvermiş
nilay: kim di o adam?
dilek: karaktersizin teki huur çocuğu boşver. bir daha da gelirse lütfen kapıyı açma
nilay: tamam açmam ben zaten yatıyorum. kapıyı da iyice kilitlerim merak etme
dilek: tamam tatlım iyi geceler
dilek o gece korka korka yatağa girmiş ve rüyasında bir takım garip cisimler görmüş. rüyasını da şöyle anlattı...
ıssız bucaksız bir çöldeyim. etrafımda hiçbir şey ama hiçbir şey yok. çok uzaklardan sadece yükselen bir duman ve havada asılı duran bir heykel görüyorum. merak edip yanına gitmek istiyorum ancak bir türlü yaklaşamıyorum. koşmaya başlıyorum ve koştukça susuzluğum artıyor. sonra bir ara bana yaklaşmakta olan uzun boylu birini gördüm, aynı kapıda gördüğüm adama benziyordu. yaklaştı iyice yaklaştı... her bir adımda üzerindeki bir şeyi çıkartmaya başladı. istem dışı ben de soyunmaya başladım ama bundan zevk de alıyordum. çok heyecanlıydı iyice yaklaştığımızda ikimiz de çırılçıplaktık ve çölün sıcak kumları vücudumdaki tüm deliklerden içeri girmeye başlamıştı.
adamın suratını hatırlamıyorum. karanlık bir yüzü vardı. terden sırılsıklam olmuştu ve pis kokuyordu. ancak o pis kokunun inanılmaz bir tahrik ediciliği vardı. beni sımsıkı tutup canımı yakması için ona yalvarabilirdim
ben: eee sonra ne oldu?
nilay: sonra bir gürültüyle uyanıverdim. mutfaktan alevler çıkıyordu. hemen çığlık çığlığa koştum. emelin yanmış cesedini dileğin baygın halde yattığını gördüm.
ben: ne diyosun!!! sonraaa?
nilay: panik halde polisi ve itfaiyeyi aradım.
polis: üsküdar bağlarbaşı polis karakolu buyrun?
nilay: çok acilen gelmeniz lazım evde yangın çıkmış sanırım arkadaşım yanarak ölmüş
polis: itfaiyeye de haber verdiniz mi?
nilay: hayır şimdi onları da arıyorum.
ben: alla allaaa ne gece ama!
nilay: dur daha bitmedi
itfaiye: buyrun nasıl yardımcı olabiliriz?
nilay: acil bir durum var yangın büyüyor, lütfen acele edin adresi veriyorum
itfaiye: hemen geliyoruz efendim.
ben: sadede gel kızım o kadar detaya girme özet geç
nilay: 10 dakika içinde polis 15 dakika içinde de itfaiyeciler geldi. kapı çaldı hepsini içeri aldım.
polis: eee, hanımefendi yangın ve ceset nerede?
nilay: mutfakta?
polis: hanımefendi mutfakta yangın var gibi görünmüyor.
nilay: arkamı döndüğümde şok olmuştum. kızlar odalarında uyuyor ve mutfakta da yangın falan yoktu.
ben: halisünasyon mu gördün yani?
nilay: aslında tam olarak öyle değil. sonrasında olaylar daha da garipleşti.
ben: nasıl yani?
polisler gittikten sonra bir koltuğa oturup soğuk bir su içtim kendime gelmek için... sonra uyku tutmadı ve bir ara gözüm emelin odasına takıldı. içeride mum yanıyordu ve inleme sesleri geliyordu.
içeri girdiğimde çok iğrenç bir manzara vardı. rüyamda gördüğüm heykelin aynısıydı evet... emel dileğin dıbına sokup çıkarıyordu. gözleri yerinden fırlamışçasına kocaman olmuştu. beni bile görmüyorlardı. sonra emel beni de farkedince hiç istifini bozmadı ve yanına çağırdı.
çok gergindim belki de rahatlamaya ihtiyacım vardı ben de yanlarına gittim ve sabaha kadar sex yaptık
ben: sonra?
sabahın ilk ışıklarıyla kızlar evden çıktılar ama ben çok yorgundum ve o gün artık okula gidecek halim yoktu ve uyumaya devam ettim. sonra öğlene doğru kapı çaldı..
kapıyı açmamla beraber dileğin o erkek arkadaşı içeri daldı
adam: nerede o huur?
nilay: çıktılar
adam: nasıl çıktılar lan amcık. sabaha kadar gibiştiniz hepsini izledim
nilay: na nasıl ya yani?
adam: gir lan şuraya huur
nilay: yapma ne olur imdaaaaaaaaaatt
adam: seni kimse duyamaz gibtiğimin kaşarı
üzerimdekileri yırtarken gözyaşlarım yatak örtüme acı acı damlıyordu
adam: soyun huuruuuuuuu
nilay: ne olur yapma
içime ilk girdiğinde göz yaşlarım sel olup akmaya başlamıştı
nilay: ne olur yapma canım yanıyor
adam: ananı acıtarak gibtim
nilay: lütfen yapma hastayım ben
adam: ananı hastanede gibtim
nilay: bıraksana şerefsiz herif
adam: ananı şerefsiz gibtim ohhhh
o boşaldığında, gözlerim tavana şuursuzca bakarken kulağımda hep aynı şarkı çalıyordu
ananı hastanede gibtim, ananı acıtarak gibtim, ananı şerefsiz gibtim...
delirecek gibiydim ve o kapıyı vurup çıktığında hayvanlar gibi ağlamaya başladım.
3 ay sonra artık izmiri terketmiş, okulu bırakmış ve yogaya başlamıştım. astral seyahat ile ilgili deneyimlerim oluyordu. çok hızlı şekilde zamanda yolculuk yapabiliyordum. tek istediğim bir karadelikten geçip geçmişimde yaşadığım bu travmayı atlabilmekti.
bir gün bunu başardım. aynı o tarihe döndüm... sabahın ilk ışıklarıyla kızlar evden çıktılar ama ben çok yorgundum ve o gün artık okula gidecek halim yoktu ve uyumaya devam ettim. sonra öğlene doğru kapı çaldı..
kapıyı açmamla beraber dileğin o erkek arkadaşı içeri daldı
adam: nerede o huur?
nilay: dilek mi? 2 dakikalığına bakkala kadar gitti, şimdi gelir. sen gel otur ben de üzerime rahat birşeyler alayım
adam: tamam bekliyorum...
ben mutfağa doğru giderken arkamdan kalçalarıma baktığından adım gibi emindim. onu bakarken yakalamak için arkamı döndüm ve adamın orada olmadığını fark ettim. küçük odaya girdiğimde adamın yerdeki cansız bedenini ve eline sıkıştırılmış bir not buldum
not da aynen şunlar yazıyordu
sevgili nilay
ben de senin gibi astral seyahat yapan biriyim. yüzyıllardır hep seni başka zaman dilimlerinde arayıp buluyorum. kiminde karaktersiz bir adam oluveriyorum, kimin de bana deli gibi aşık olduğun biri... ama seni hep sevdim. bugün anladım ki sen de astral seyahati keşfetmişsin ve beni öldürmeye çalışıyorsun. buna dayanamam. o yüzden 2090 yılından getirdiğim çip ile şok bir etki yaratıp kendimi anında acısız öldürdüm.
nilay: işte o an sanki yüzyıllar gözümün önünden geçti o adamı hatırladım... o çocukluğumu beraber geçirdiğim, 7 yaşına kadar her şeyi paylaştığım, oyunlar oynadığım adamdı.
ölmemesi için dua edip hemen hastaneye yetiştirdim.
doktor: nilay hanım?
nilay: evet durumu nasıl doktor!
doktor: tanımlayamadığımız bir virüs vücudunu sarmaya başlamış, karantina altına aldık şuan nefes alıyor
nilay: çok şükür...
2 saat sonra
doktor: nilay hanım...
nilay: efendim?
doktor: hasta yakınınız mıydı?
nilay: evet
doktor: sizinle biraz görüşmemiz lazım
nilay: öldü mü yoksa!!!
doktor: hayır daha kötü birşey oldu... lütfen gelin..
içeri girdiğimde o adamın değişimine tanık oldum, her saniye, her an... sonra bir şeyler mırıldanmaya başladı...
an..an.. ana.. anan... ananı..
nilay: söyle aşkım he ne diyon söyle
adam: ananı söyleyerek gibtim ohhhh
nilay bu olaydan kalbi kırık bir şekilde hastaneyi terkedip dedesinin yaşadığı smart geniusville adında ufak bir niğde kasabasına döndü.
ben: ananın dıbına su kaçırdın panpa sanki sallıyo gibisin
nilay: beylevvv :(
-son-