1. 1.
    +46 -5
    arkadaşınıza gidersiniz, evde takılırsınız ilk başta, ama ev sarmaz, ev sıkıcıdır, gel dışarda içek der, saat onbirdir 'en kötü nolabilirki' dersiniz içinizden, eve geldiğiniz gibi pantalonla gömlekle çıkarsınız evden, ilk biralarla beraber yürürken ilerdeki gibko bebe parkında arkadaşınızın 4 arkadaşı takılıyodur, gidersiniz oraya oturursunuz, o bebelerin anlattığı yalan yanlış sıkmasyon şeyleri dinlersiniz, bebelerin ikisinin evlerine gitmesiyle beraber siz diğer ikisiyle sabahlama kararı alırsınız*, bikaç bira daha içerken saatte ilerlemiştir. gece 2 gibi içten içe üşümeye başlarsınız ama takmassınız yaz günüdür nede olsa doncak haliniz yok ya, ama diğer binlerin üşümeye tahamülü yoktur, bunlar bi ortalıktan kaybolur, sizde biraların doldurduğu midenizi sağa sola boşaltırsınız ama işemek kolaydır; sıçmak sanattır, arkadaşınızda otururken yediğiniz saçma sapan pastanın, bilumum tak getiren ne varsa yiceği gibinizden atamassınız oturup güzel güzel sıçmanız gerekir,' neyse dur şunuda içiyim eve gider sıçarım' diye düşünürken diğer iki velet ellerinde bi süpermarketten çaldığı plastik kasayla gelirler,'noluyo lan nasıl bi fantazi' dersiniz içinizden, oturduğunuz iki bankın önüne kartonu yakıp üstüne kasayı ters çevirerek koyar.o güne kadar plastik yakmayı hep kötü bişey sanmışsınızdır. 'olum zehirler lan o!' dersiniz, gibiyle güler size saçmalama lan ben hep yakıyom der, 'iyi amk bende ısınmış olurum en azından' dersiniz ama o birden gelen sıcak dalga havası bağırsak faaliyetlerinizi hızlandırmıştır, plastiğin yanarak yere düşmesi plastik sıçıyo hissi verir.. artık takunuz tutulmaz halini yine almıştır. sol tarafınızda inşaat vardır onun arka tarafına sıçıyım falan diye düşünürsünüz, telefonla konuşma bahanesiyle yanlarından ayrılırsınız,'ben tak yapacam' desen hiç bi gibim rahat vermezler çünkü dıbına kodumun bebeleri, fotoraf çekmeler taş atmalar falan hiç yakışıyomu amk. en iyisi tel.le konuşmaktır 'sevgilimle konuşacam lan hayırdır amk'.. inşaata ilerlerken bilmessinizki içinde bekçi var köpeği var.. ilk köpeğin seslerini duyarsınız, neyse bağlıdır dersiniz önünden geçerken bekçi görür sizi hayırdır lan der 'abi köpeği sevcektim' dersiniz, 'sevdirirmi lan o kendini saçmalama' der, iyi abi dersiniz geri dönersiniz geriye hafiften bi içinize doğru sıçmışsınızdır zaten. gün nerdeyse doğmaktadır, arkadaşınızın yanına dönersiniz hadi lan gidek dersiniz, oda gitmeye isteklidir saatlerdir ama o diğer iki binin umrunda bile değildir. az arkadaki azönce işediğiniz ağacın heybetini farkedersiniz sonra bildiğiniz kabindir. günah sizden gitmiştir, ağacın ağzına sıçıcak gibi yürürsünüz, kimseye açıklama yapmadan, ağacın arkasına geçersiniz, hemen altınızı indirirsiniz, sizi farketmeleri için fazla zaman yoktur.. gülme sesleri her ne kadar dikkatinizi dağıtsada sizin dikkatle işiniz yoktur, üstünüze sıçratmamanız yeterlidir, kalıp gibi sıçamassınız bira parçalamıştır takları cıvıktır epey, çok selpak gereklidir, bütün takunuzu yapmaya gerek yoktur otuz saniyede kimler çıkarsa çıksın kapatıyorum olursunuz, ama ardı arkası gelmez o cıvık takların, ordan birinin kalktığını hissettiğiniz anada silmeye başlarsınız , bi paket selpaği saniyeler içerisinde bitirirsiniz. koku umrunuzda olmaz kim alacak dıbına koyım o kokuyu kafaları güzel hepsinin. bi süre daha oturmaya devam edersiniz ve eve gitmek için yine o inşaata doğru yürürsünüz, inşaatı geçtikten sonra inşaatın arkasındaki, iki kabini görürsünüz...

    (bkz: başkasının evinde sıçmak sanattır)
    (bkz: okulda sıçmak sanattır)
    (bkz: avm de sıçmak sanattır)
    (bkz: denizde sıçmak sanattır)
    (bkz: sıçmak sanattır serisi)
    (bkz: sinemada sıçmak sanattır)
    (bkz: kızın evinde sıçmak sanattır)
    (bkz: seyahatte sıçmak sanattır)
    (bkz: maçta sıçmak sanattır)
    (bkz: incici binin günleri)---> şuan bunu yazıyorum binler, yenisi yokmu diye soranlar oluyo burdayım ben şuan sizide bekleriz
    ···
   tümünü göster