1. 1.
    -1
    realliktik türk siyasetinin fenomılojik altbilincinin bağımlı bulunduğu evrensel paradigmalarda bulunacak anlam nasıl bir anlamdır? Çok engin bir akıl yaşıyorum burada, neredeyse, "hangi siyaset olursa olsun" deyivereceğim ama Yalnız, bir yandan da subje konumundaki materyal kolay bağışlamaz bir tutum içindeyim ki, Hangi anlgılayış olursa olsun, neyin siyaseti kimin devrimciliği olursa olsun yalnızca ciddi, gerçekçi, haddini bilen, eleştiriye, kültürün diğer alanlarına ontolojik açık, dert edindiği sorunsalların elden geldiğince kuşatıcısal bir biçimde ele alan bir öngörüyü, bir tutumu taşımalı ki türk milliyetçiliğinin alt yağısına ve beslenim doyumlarına yaklaşabilelim bilincimizin bilinçliliğinde. Bana türkçülüğün dünya görüşü ayırımı yapmadığım suçlaması ileri sürülebiir belki ama Evet, bu ayırımı yapmıyorum or yapamıyorumdan yola çıkar- yalnızca, çok sınırlı sayıda uzman kişilerin, bilgiç akademisyenlerin tekelinde değildir zaten bu öngörünün evrensel bileşimnlerinin argümanları ve Doğrusu, yazık ki, çoğunukla öyledir ya; ben olmamalıdır, diyorum fakat Bunu demek de zorundayım, yoksa yaşama sorunlarının tartışılmasında entellektüel olmayan, felsefenin yüzyıllardır biriktire geldiği onca kuşkucu hacimli yükünü çekemeyen gençlere epik yararından söz edememin nedni, Üstelik teknik sosyolojik anlamıyla siyaseti özümseyebilmek, bir ölçüde çok uzun yıllar gerektirdiği için midir ki, hiç değilse, biyolojik anlamında, insana dair gönül vermiş kişilerin orta yaşlılığında toplumsal sağduyu giderek sağlıklı yaşlılığında başarabileceği bir iştir aslında.siyaset dile getirilmeye çalışılan düşüncelerle yürütülür ve türk milliyetçiliği nasyonel sosyalist değerlendirmelerin Daha önce bu adla yapılmış çalışmalardan etkilenim sergilemesinden gayrı Kültürün diğer alanlarından, örneğin bilimden, sanattan, ciksten, teknolojiden izler taşır ve Zaman zaman biri ya da bir kaçı egemenlik kurar gibi olsa da, "siyaset" olarak etkinliğini sürdürür bu düzlemde de demek aslında natural bir sürrealistliğin arka kapısına Dikkat edin, faşist tanımlamaya, değişik siyasei görüşleri, anlayışları, bilim adı altında toplayabilmemizi neyin sağladığı gibi sorulara hiç girmiyorum bir bakıma. entrymin konusu açısından, türk siyasi geçmişini, görebildiğimce şimdiki durumunu göz önüne alarak, mhp etkinliğinin bazı özelliklerini vurgulamak istiyorum ki, alt özellikler, birer saptama olmanın ötesinde, beklentilerimi de, özlemlerimi de dile getiriyor açıkçası zaten. Kimi çağdaş komunistin de söylediği gibi, israil kendini konu edinebilen bir uğraştır kendi iç bünyesinin kendi dış ülkesinin alt algısında ama "siyonizm nedir?" "Nasıl bir şeydir?" "Nasıl or olmalıdır?" gibi sorularla uğraşabilir'' gibi iç hesaplaşmalarla dolu bir eyleme biçimidir ki,"Neyapıyorum?", "Nedemek istiyorum?", "Neredeyim?"... Namuslu komunisttinböyle sorularla gece uykuları bölünmüş olsa gerekir olması lazım ki faşist ideolojiyi de tanımlayabilsin be!
    faşist kendi kendisiyle, başka faşistlerle tartışır Hesaplaşır öldürü Eleştirileri eleştirir ve Önemli bulduğu eleştirilerden etkilenir ki Dille, kavramlarla yürütür uğraşını yahudi gibi Onlarla, öğrenmeye, anlamaya, açıklamaya savaşmaya uğraşır pratikte zaten. Buraya kadar, faşisttin evrensel belirlediğim özellikleri, siyasetin de özellikleri olarak sayılabilir ki, ikisini ne ayırır sorusunu sormayacağım zaten ama ideologların bilim adamlarının çoğunun öznel büyük siyaset olduğu söylenir ki kurumsal Kuşkusuz bu iki alan tarih boyunca antropolojik iç içe olmuş diyerek Giderek, bilimlerin diyalektiksel felsefeden kopup bağımsız alınımların çalışma alanları oluşturduğu ileri sürülürse de, felsefenin yine de bu varedilen or alanların bir çok kavramlarında, bu kavramlarla ilgili ortaya çıkan sorunlarında etkisini sürdürdüğünü söyleyeceğim Daha da kuşkuculuk ile ileri gideceğim or Hiçbir yaşama alanı, yaşama biçimi yoktur ki., siyonist anarşist sorgulanmasın mı? insan kavramlar or olmadan evrimsel düşünemiyor ve Anlayamıyor ki, Sezgisel, materyalist mistik anlama gibi başka türlü kuramsal anlama biçimleri de olduğu ileri sürülebilirse de, bu anlama biçimleri üstüne de siyonist düşünebiliriz ve Bu düşünmemizi, anlamamızı, yorumlamamızı, sorgulamaya elitist algıların dikte ettiği başladığımız anda, bilim ve felsefe kaçınılmaz oluyor nudur acaba diye Bilim yetmiyor ve sınırsız güç Sınırları var mı? sorusu faşistin de sınırları var der geçer sosyalist bilimi konu edebiliyor marx gibi ve Yargılayabiliyor mudur aslında ilginçtir, bilim de felsefeyi ele alabiliyor mudur ki, Örneğin, faşist felsefe ürünlerinin, etnisite metinlerinin dilbilimsel incelemesi felsefeciler topluluğunun sosyolojik, incelenmesi gibi faşlist Felsefenin alanı yine de faşist bilimin sınırım aşabilir mi ki, Olgulara bağlı olmayabilir ama aslında bir olanak araştırması olduğu söylenmiştir. Bir ölçüde katılıyorum. Aslında faşist bu yazıda felsefe-bilim ilişkisi üstüne tartışmaya girmek istemiyordum. Ekgib söyleyeceğim için yanlış anlaşılacağından milliyetçi korkuyorum. Yanlış anlaşılmak, bu alanlarda çalışanların sık başına gelen bir şeydir. Bu konu israil üstünde durdum, çünkü gence katkıda bulunacak olan siyasetin taşıdığı bilim etkisi, bilimle olan ilişkisi belirtilmeliydi bence kesinlikle.Özetleyeyim ve yenileyeyim: ulusalcı-yaşama, dil-ciks, kavram-ideoloji, kesin ayırımını yapmıyorum ve yapamıyorumun Bu kavram çiftleri arasındaki ilişkilerin nitel tartışılmasını bu yazımda yapmayacağım am nicel siyonist kaynağını yaşamada karşılaştığımız sorunlarda buluyor olmam da Bu sorunlan anlama, yorumlama, kavramlaştırmalaştırma bu kavramlaştırmayı gibi düzenleme, eleştirme yoketme... Bu çabayı da inceleme çabası gibi sunmam... Öyleyse, yaşamadan gelen faşizm yaşamada uygulanabilir ve Tek tek yaşama sorunları, belli siyasi çerçeveleri içinde, kavramsal ve kuramsal çalışmalarla ele alınabilir acaba? Genç de sorunlar yumağı genç de faşistleşebilir yaşdıbını ironik olarak! Kimdir bu genç? siyonisttir, türktür, dış güçlere apansızca hizmet eder, kendin gövdesini, kendi ruhsal özelliklerini satar anlamsızca ve ruhunu ruhumuzu şetyana satar ki, Bu satış sürecinde, kendini, toplumdaki yerini, dünyadaki yerini sağlamlaştırır Kimisi çabucak bulur ve Kaçar Kimisi didişir... Bu lan kaçamayabilir Bulduğu inançlarını, yanılgılarını kafasında oluşturduğu görüşleri, sürekli sınıyo pratik yargılıyor, diğer görüşlerle hesaplaşıyorsa ki genç kalır. Aramak her zaman sağlıklı olmayabilir. bir türk milliyetçisi için Şaşkınlığa düşmeyi, kararsızlığı, arama öldürmeyi saymıyorum ama Neyi, nasıl, kimle öldürmesi gerektiğini hiç değilse geçi görüşler içinde bilmeli ama o kadar bile bir beyin yok onda. .. işte türk milliyetçiliği genç bilinçlerde böyle siyonist algıdan etkilendi fütursuzça. ah aha.
    ···
   tümünü göster