1. 1.
    0
    breaking bad ile beraber saglam bir gerçekçilik dersi veren yapit. bir bolumunde dongusel olarak depresyona giren kisileri betimleme sekli, dunyayi ve hayati ne kadar ciddiye almak gerektigi ya da kronik depresyonun aslinda ne kadar da sorumsuzca ve cocukca bir durum oldugunu kafama dank ettirmistir. hassasiyet sahibi olmak, bir takim yasanan olaylara ve davranis bicimlerine uzulebilmek, hatta kalpte gercekten aci cekebilmek hakikaten azi kalmis cogu gitmis birer erdem olsa da atilan bir sonraki adimla depresiflesmek acaba sorunlarin tumunden bir kacis yolu olmuyor mu diye sordurabilmek, hem de bunu, ancak saniyelerle ifade edilebilecek bir takim hareketler butunuye olabildigince yalin bir bicimde ifade edebilmek cok az kisinin yapabilecegi bir sey. bunun icin hayati algilamak, kabullenmek, icsellestirmek yetmez. tum bu bilgeligi harmanlamak ve gerek ruh halinizle, gerek hareketlerinizle, gerekse de mimiklerinizle cok ama cok iyi disa vurabilmeniz gerekir. iste louis ck, basamaklarinin en ustune cikmis ebeveynlerinin aksine, endustriyel egitim sisteminin tornasinda kirilip ara bir surecte iskartaya cikartilan bir cevher olarak bunu mukemmel bir sekide yapiyor. jenerigin calmaya basladigi anda, metronun merdivenlerinden tirmandiktan hemen sonra, yolda yururkenki hali daha ilk dakikada sizi neyin bekledigini soyluyor aslinda. oyunculugunun daha ilk iki sezonda hic goze batmamasini sanirim lucky louie gibi bir dizi denemesini daha once yapmis olmasina da borclu. baba - cocuk iliskileri uzerinde cok fazla duruyor olsa da amerikan yasam sekli* ve kulturu uzerinden modern insana attigi bakis gercekten kayda deger.
    ···
   tümünü göster