1. 1.
    0
    evet binler hepinizin merakl ettiği soruya cevap veriyom bu başlıkta o tabncayla ördekleri nasıl vuruyoduk işte cevabı

    90′lı yıllarda, nintendo’larda “duck hunt” isimli bir oyun vardı. yani “ördek vurmaca”.
    ekrana ördekler çıkıyordu ve siz kendi görüş açınızdan, ekranınızda
    garip garip sağa sola uçuşan bu canlıları vurmaya çalışıyordunuz.
    vurabilirseniz keyifliydi de, vuramazsanız köpeğinizin kıs kıs güldüğünü
    görmek sinir bozucuydu.

    bu oyunun, dönemin diğer nintendo oyunlarından ciddi bir farkı vardı: oyunda kuşları gerçek (ehem… oyuncak) bir tabanca
    ile vuruyordunuz! o dönem için bir teknoloji harikası sayılabilecek bu
    özellik, aslında gayet anlamsız olan duck hunt oyununun çok sevilmesine
    sebep olmuştu. yıllar sonra bile nintendo’nun en başarılı 100 oyunu
    sıralamasında 77. sırada yer bulacak, internetin değişik oyun topluluklarından 10 üzerinden 9 puan toplamayı başaracaktı.

    oynadık… oynadık… oynadık. oyuncaklarımız miadını doldurduğunda da,
    bir kenara kaldırdık veya attık. ama yıllar sonra bile çoğumuzun aklında
    bir soru var: o silah ördekleri nasıl vuruyordu? o zamanın teknolojisinde bunu nasıl başarmışlardı?

    işte cevabı…

    göz görmeyince…

    oyunu oynarken kullandığımız tabanca da, duck hunt oyunu gibi, nintendo’nun üretimiydi. biraz detay vermek gerekirse, ismi nes zapper‘dı ve “light gun” (işık silahı) ismi verilen işaretleme cihazı grubunda yer alıyordu.

    bu cihazlar, günümüzdeki benzerlerinin aksine, ekrana ışık göndermiyor, üzerlerinde bulunan bir fotodiyot vasıtasıyla ekrandan gelen ışığı tanıyorlardı.

    peki, tabancanın ekranın hangi bölümüne tutulduğu nasıl anlaşılıyordu?

    bakın, burada iki farklı yöntem kullanılabiliyordu, ancak ikisi de
    temelde aynıydı: silahın tetiği çekildiğinde, ekran bir anlık siyaha
    düşüyor ve diyod algılamaya başlıyordu. daha sonra ekran parça parça
    beyaza boyanıyordu. ekranın, silahın baktığı bölümü beyaza boyandığında,
    silahtaki diyot ışığı algılıyor ve böylece silahın nereye tutulduğu
    anlaşılmış oluyordu. bu esnada oyuncu genelde hiç bir şey farketmiyordu,
    çünkü bahsettiğimiz her şey saniyenin çok küçük bir bölümünde
    gerçekleşiyordu.

    duck hunt oyununda kullanılan nes zapper, ekran siyaha düştükten
    sonra, her hedefi sıralı olarak beyaz ışığa boyuyordu. daha sonra, diyod
    ışığı algılayınca, ekranda boyanan hedefin vurulduğu anlaşılıyordu.
    diyod, makineye hedefin vurulduğunu bildirirken; hedeflerin sıralı
    boyanıyor oluşu, hangi hedefin vurulduğunun anlaşılabilmesine imkan
    sağlıyordu.

    bu yöntemin, özellikle kötü tasarlanmış oyunlarda görülen komik bir yan etkisi de vardı. sıklıkla uyanık bir oyuncu, silahı ampule doğru tutuyordu. böylece tetiğe her bastığında, hedefi vurmuş oluyordu.

    kaliteli oyunlarda bu sebeple ya siyah ekran gösterilerek hedeflerin
    eşleşmediğinden emin olunuyor veyahut da bütün hedeflerin eşleşip
    eşleşmediğine bakılıyordu.

    sonrası…

    bu sistem uzun yıllar değişik şekillerde oyun dünyasında
    kullanıldıktan sonra, yerini yeni nesil işaretleme cihazlarına bırakmak
    zorunda kaldı. pek çok eksiği olan bu sistemin zamana yenilmesinin en
    önemli sebebi, ekran teknolojisindeki değişimlerdi. çünkü light gun,
    yalnızca crt monitörlerde çalışabiliyordu.

    önce ultrason algılayıcıları olan modeller, sonra kızılötesi algılayıcıları olan modeller çıktı piyasaya….

    şimdilerdeyse, wii remote, kinect, playstation move benzeri yeni nesil cihazlar kullanılıyor. bu cihazlarda, genelde elde tutulan kısımda güzelinden bir infrared video kamera veya rgb kamera
    yer alıyor. 3 yönlü akselerometre desteği, 3d hareket kaydı, derinlik
    sensörü, ses algılama gibi fonksiyonlar birbirini kovalıyor.

    kinect’i kontrol etmek için ise herhangi bir alet kullanmak gerekmiyor, vücut hareketleriniz cihaz tarafından algılanabiliyor.
    bize de söylenmek kalıyor:
    neredeeen nereye!..
    ···
   tümünü göster