1. 1.
    0
    o gün başladı şanssızlığım amk. zaten kasıyorum vize için ingilizce var ama pratik yok, heyecan var tabi. içeri girdim parmak izi falan verdim hiç unutmuyorum sıramı aldım görüşme için, sıra 78. neyse bekliyorum herkes gidiyo görüşmeye görüyosun sende duyuyosun konuşmaları. kendi kafanda kuruyosun falan neler söyleyeceğini. yavaş yavaş sıra yaklaştı bana 75,76,77 derken lan bi baktım oldu mu numara hooop 79. dedim heralde diğer adama gelir. lan yok bekle bekle 90 oldu. adamlar da amerikalı amk derdimi anlatamıyorum o heyecanla. hayır zaten heyecan var iyice gibi tutucam konusamıycam anlatamıycam bi tak yannanı yedim dedim. o sırada bir türk eleman gördüm dedim böyle böyle. adam dedi istediğine git söyle durumu yardımcı olsun. lan dedim neyse anlatırım derdimi. tabi o güne kadar ortadaki kel adam çok iyi ona denk gelirseniz kolay falan diye duyuyorum. ben gittim direk ortadaki kel adama. adama işte diyorum numaram şu, geçti falan. amcık dinlemiyo bile beni, sıranı bekle diyo. lan neyse ben de bişey diyemedim üstüne, çekildim geriye. dedim ne tak yicem şimdi amk. neyse biraz daha bekledim yok olacak gibi değil yine gittim türk olan adama sordum dedi istediğine git. hay dedim amk ulan bi yardım et bişeyler yap anlatamıyorum derdimi. neyse bu sefer gözüme sağdaki şişko kadını kestirdim. çünkü aynı adama gidersem yine derdimi anlatamassam direk reddi yiyicem belli. neyse ben gittim kadının yanına direk türkçe dedim böyle böyle tamam dedi halletcem. dedim ohh amk. neyse bu sorular soruyo ingilizce cevap veriyorum. adın soyadın okulun niye gidiyosun falan filan. tam önünde benim transkript var ve altıma sıçtım sıçıcam. direk sorunlu bir elemanım gözünde sıram geçmiş yok bilmem ne bi takluk var, bir de direk görünce notları dedim alcaz reddi. ve o an geldi şişko karı aldı eline transkriptiiiiiiiiii..
    ···
   tümünü göster