1. 1.
    0
    devam ediyom bak çok heyecanlı

    hem doğudan hem batıdan beslenerek kendimi belirli bir entelektüel seviyeye getirmiş ve esnafın bazı sıkıntılarına çareler üretmeye başlamıştım. mesela camcının yanında kiracımız zeynel abi vardı, bakkal. kızı kaçmış, kemalpaşa'nın tepelerindeki bir köye yerleşmiş sevgilisiyle. dedim ki "zeynel abi, kız dönerse bir daha bırakma. dönmezse zaten bırak" gerçekten de kız dönünce bir daha bırakmadı. başıma gelen felaketlerden sonra maziyi özlemle anarken zeynel abi'yi aradım, kızı hala bırakmamış. "o kadar da yapma abi" dedim.

    çeşitli ilim kitapları da okuyordum, tulumba vardı köprünün berisinde. size mustafakemalpaşa'yı tam anlatmadım. iki caddesi var, ben en gibten bir sokakta oturuyorum demiştim. bu iki caddenin kesiştiği yerde bir köprü var, derenin üstünden geçiyor ve öbür yakaya bağlıyor. istanbul gibi düşünün ama dünyanın en taktan istanbulunu düşünün. öyle bir yer. biz bu öbür yakada oturuyoruz, köprü camdan gözüküyor. işte atatürk'ün bir heykeli var orada, heykelin yanında da tulumba var. bu tulumba bir gün bozuldu. yaşım 16, lisede parlak bir öğrenciyim ve felsefe kulübü başkanıyım. hemen bizim komşuları toplayıp olay yerine gittim. "ali abi" dedim "sen bunu yapabilir misin?" yapamam dedi. "heh, ben yapabilirim" dedim ve elimdeki tornavidayla tulumbaya giriştim. beş dakika sonra işi tamamdı, eskisinden daha iyi çalışıyordu. yani demek istediğim bölgenin en kültürlü ve en zeki adamı ben olmuştum. ilçedeki üç beş gibko lisenin öğrencileri beni dövmek istiyorlardı ama esnaf tarafından korunuyordum. artık daha büyük bir yerde ilim saçmaya başlayabilirdim.

    devam edicem ama biraz onay istiyorum, biraz zütüme şaplak istiyorum voltron'un gibini oluşturan binler. biraz saygı istiyorum dıbına kodumun şartelleri.
    ···
   tümünü göster