1. 1.
    0
    sevgili abilerim, ablalarım, kardeşlerim. gönül verdiğiniz, yeri gelince hayatınızı adadığınız öğretmenlik mesleğinin kutsallığına hiç bir şekilde saygısızlık etmiyorum. aksine siz ne hissediyorsanız bu mesleğe karşı, kat kat fazlasını hissediyorum. ve inanın bana bunları yazarken gözyaşlarıma hakim olmak için kendimi zorluyorum. ama vaziyet ortada. her sene binlerce öğretmen adayı mezunu var. yüzlerce okul. onlarca öğretmen açığı. basit bir mantıkla bakıcak olursak, öğretmen döngüsü her sene kendini yenileyen bir döngü değil. atanan öğretmen allah gecinden versin ölene kadar bu mesleği sürdürüyor. her sene bu saygı değer öğretmenlerimize bir yenisi ekleniyor. sonuç olarak döngü kendi ekgiblerini her sene 3er 5er tamamlıyor. öğretmenlik yılını ortalama 20 olarak alalım. çemberin tek dönüşü 20 yıl alıyorsa, her sene binlerce öğretmenin mezun olup çoğunun açıkta kalması sizce de mantıklı değil mi?

    ayrıca, gerçekten bu mesleğe gönül vermiş, değerlerinizden ödün vermeyi göze almış iseniz, kapı kapı dolaşıp ben kadro istiyorum, bağlayın benim bin bilmem kaç lira maaşımı, arabamı alayım, evimden işime işimden evime gideyim yılda 3 ay tatilim olsun diye yalvarmanız gerekmiyor. eğitim aşkıyla yanıp tutuşan insan, mesafe tanımaz, imkan-imkansızlık tanımaz, eğitime gönül vermiş insan toplar çantasını bavulunu, hangi köy okulunda ekgib varsa hangi mezra okulunda açık varsa, gider o açığı ayda 600 lira da alsa kadrosuz da olsa kapatır. beyler bayanlar, dürüst olalım. biz kimin ne için uğraştığını kimin hangi amaçlarla neler istediğini biliyoruz. inkar ederek bu gerçeği kapatamazsınız.

    elinizi vicdanınıza koyun ve kendinize şunu sorun; ben bu mesleğe layık mıyım ?
    ···
   tümünü göster