1. 1726.
    0
    saldındı engerek bir yalanı bilmem ne vakit hani
    o vakit alladındı pulladındı hani bana bana seni
    ben titredim ben çocuk oldumdu ya alaz alaz yüzümdü
    sanmıştım ki oysa sen yedi renk kır yeri
    sen kentin pastoral şarkısı fısıldayan ve ancak
    ölüm gözündü çarpan beyaz beyaz etlerime
    mesih'imdin bir sih gibiydim
    aka çalan tek örtümdü tenim hatırladığın neyse işte
    demek istediğim o bildiğin
    neden yalnızca neden
    olmaz düşlerimiz oldu ölmez gecelerinde ayazın
    habire bire-bir sıyırıp geçen hayatlar ya da
    insafsızca insandık sandık
    neon metaforlarına öykündük kentin
    buzdan soru işaretlerinde salınan
    dikey ölümlülermişiz meğer biçare tamam zaman
    evet kegib yarınlara gebeymişiz hatta
    demiştik ya bize dayan dayan ya da "yan" diye
    içip içip durmuştuk öylesine ölesiye la minör minör
    felekten bir ömür gibiydi bizimki
    özürdü ezgisi sızlayan acaba
    neden yalnızca neden
    düşen boşluğun mevsimlerime şimdiyse
    şimdi yaşlı yaşlı seğiren döşümüzse
    eğer düşümüzse nihil nihil bataklık kokan artık
    biz bir biz bile olamadığımız içindir sence de
    onayamadığımızdan değil de neden her keresinde
    bu aritmik valsin çaylak hüznü
    bu kırık dalgaların varoş serkeşliği
    ve neden her fasılasında bu tek perdelik oyunun
    alkış sessizliği
    neden yalnızca neden

    son söz:
    sesinin pusu yırtılmadan hayalimde
    nesirlerin nasırlarım olmadan demek istediğim
    prangalarımı yalayarak çoğaltacağım esirliğimi
    ve kutsadığım birkaç yitik cümle için
    fısıldayacağım yine yeni yeni
    neden yalnızca neden
    ···
   tümünü göster