anlatsam mı anlatmasam mı

bi şeyler daha söylicem.

öncelikle kafama takılan bi şey var ki, onu belirtmeliyim.

ebru dışarı çıktığında tanıştığı erkeklere "erkek arkadaşım var" demek zorunda kalmış.

ben bu hikayeyi başından beri okuyorum.
partları genelde girildiği an okudum hep.
o yüzden, üstünden çok zaman geçtiği için, net hatırlayamıyorum.
ama;
kelebek askere gitmeden ebru'ya yüzük taktı diye hatırlıyorum.

ve ebru'nun dışarda gezip tozmaları da hep kelebek askerdeyken oldu diye hatırlıyorum.
parmağında yüzük olmasına rağmen, neden "erkek arkadaşım var" deme zorunluluğu hissettiğini anlamıyorum.
yüzükler ne zaman takıldı net hatırlamıyorum; ama, ebru'nun yüzük takılmadan önce "gezicem tozucam eğlenicem sürtücem" diye çok fazla tribe girdiğini de hatırlamıyorum.
yani dışarı eğlenmeye çıkarken yüzüklerin parmağında olmadığını düşünüyorum.

"geçen sene yaşadığımızla duruyomuş" demiş kelebek.
ama aynı garantiyi üniversite hayatı için verememiş gibi geldi ebru bana.

açıklamalarında ekgiblikler olduğunu düşünüyorum, veya kelebek hepsini yazamadı buraya, bilemiyorum.

mesela;
ebru annesine kelebek'le birlikte olduğunu söylerken, bunu ceyhun'dan intikam almak için yaptığını da söyledi mi, onu merak ediyorum.
kelebek babasıyla konuşunca ebru neden tribe girdi onu merak ediyorum.
üniversitedeyken ceyhun'la görüştüklerini düşünüyorum, ebru bu konuda ne dedi onu da merak ediyorum.

çok uzattım amk, özet falan yok.
ama son olarak şunu söylemek istiyorum:
huurluk, bi meslek değildir.
bedenini karşına çıkan her erkeğe kullandırmak değildir.
huurluk, sana kalbini ve ruhunu vermiş bi erkeğe sadık olamamaktır.

o yüzden, huursun ebru.