1. 1.
    +22 -6
    starbucks'a ilk gidişimde yalnızdım.. bi rezillik çıkarsa mal gibi kalmayayım, ben aslında bu ortamların adamıyım ama dalgınlığıma geldi mantığıyla sağ elime adidas poşeti (içinde posta gazetesi ),sırtıma da nike çanta aldım. (çakma). işportacıdan 2 tl'ye aldığım iphone benzeri beyaz kulaklığın teki kulağımda, diğeri ise sol göğsüm üzerinden sarkıyordu. sesi de sonuna kadar açmıştım ki yanlış bişi yaparsam ya ses çok yüksekti anlayamadım moduna girebileyim diye.. çok yoğundu.. sıra bana geldiğinde kasiyer ne istersiniz dedi.. sırada bulunduğum yaklaşık 5 dakikalık süre zarfında kasiyerin arkasındaki duvarda bulunan içecek reklamlarındaki yabancı kelimelerin söylenişini kendimce düşünüp bulma gayretindeydim.. sırada önümdeki herkes moka moka diyordu.. ben de cool adamım lan ben, herkesin içtiğini içmem formatına girip elimdeki poşete, toplam değeri 10 tl bile olmayan sırtımdaki çantaya ve kulaklığa güvenip başka bir içecek söyleyecektim... 'frappicino' yazan ve ne olduğunu bile bilmediğim içeceği söyleyecektim.
    ve sıra bana geldi..
    kasiyer: ne istersiniz?
    ben: fırapi'k'ino

    ??

    o an starbucks'taki kasiyer bana öyle baktı ki eyvah rezil oldum dedim.. o 1 sn.lik bakışı bana 1 saat gibi geldi.. starbucks'un o kafa ütüleyen entel müziği ve kasanın fiş çıkarma sesi durdu ve herkes bana bakıyordu sanki.. ben ise bu en kötü senaryoya hazır olduğum için yüzümün kızarıklığını minimuma indirmek amacıyla 2 hafta sakal bırakmış ve o sırada güneş gözlüğü takıp, kafama şapkayı geçirmiştim.. rezil olduğumun diğer göstergesi olan yutkunma olayını da gizlemek için mayıs ayında boğazıma atkı dolamıştım..
    ..derken kasiyer ;
    -frappi'ç'ino istiyorsunuz, isminiz neydi
    dedi. ben de
    -sorry?
    dedim.
    kasiyer tuhaf bi şekilde tekrar mimik modlarına girerek:
    -your name please
    dedi.
    ben de ufakken annemin zoruyla izlediğim maria mercedes'teki adamın ismini söyledim nedense. nasıl bir bilinç altıysa artık..
    -my name is leonardo..
    kasiyer: seven lira seventy five pls. dedi..
    ben de ödeme yapmak için kredi kartımı uzattım. tam kartı kasiyer aldığında o an kart üzerinde onur deveci yazdığını gördüm.. ve bank asya karıtımı aldı kasiyer..
    hem adım leonardoydu hem de üzerinde onur deveci yazan bank asya kartı uzatmıştım kasiyere.. kasiyer tekrar bana tuhaf tuhaf baktı.. ben de durumu çaktırmamak için kulaklığımdaki müziği dinleyip sakız çiğnemeye devam ediyordum.. çalan müzik de mp3 player'a nereden girdiyse artık ismail yk'dan bas gaza aşkım bas gaza şarkısıydı..
    şifreyi girip yan tarafa geçtim içeceği beklemek için..
    ve 1 dakika sonra elemanların bulunduğu bölümden bir ses geldi..
    - mr. leonardo...
    evet bu bendim.. artık bambaşka biriydim. yabancı olmuştum. adım da leonardoydu..
    derken içeceği aldım ve dışarı doğru yol aldım. kapıdan tam çıktım ,kapı önünde şöyle bir yudum alayım dedim, o sırada yan taraftaki mağazadan yüksek bir düşme sesi geldi ve içeceği ağzıma yüzüme bulaştırdım.. acayip tırsmıştım sesten.. geri döndüm ve starbaucks'taki bana içeceği veren elemana;
    afedersiniz peçete var mıydı dedim..
    30 saniyede türkçeyi aksanıyla sökmüş bir leonardo olarak karşılarındaydım artık.. ve bana
    tam yanınızda dedi...
    peçeteyi alıp hızla uzaklaştım, sinirden bi şeye benzemeyen içeceği de en yakındaki çöpe attım..
    eve gittim, çanta ve poşeti yere bıraktıktan sonra dolabı açıp bir su içtim.. vay arkadaş dedim su gibisi yokmuş.. bu da böyle bir anımdır işte.
    alıntıdır
    ···
   tümünü göster