1. 1.
    +19 -3
    aylak aylak dolasıyorum. sevgilimden ayrılmısım kafam bozuk aklım karmakarısık. içkiye vurmam lazım kendimi.
    para yok. geziniyorum.
    daha dün yollarımızı ayırmıştık. gözlerim bi yerde takılıp kalıyor. eski sevgilim karsımda arkadaslarıyla oturuyor.
    sasırıyorum ama yine de gülüyorum.
    onu tekrar görebilme mutlulugu herhalde.
    beni görmeden ne konustularını merak ederek arka masalara dogru ilerliyorum ve bi masaya oturup kulak misafiri oluyorum.
    dinliyorum sadece.
    benim hakkımda o kadar güzel şeyler söylüyor ki aklım almıyor. o anlattıgı kişi ben miyim diye şüpheye bile kapılıyorum.
    gidiyorum yanlarına dogru.
    elinden tutuyorum kaldırıyorum kızı yerinden sarılıyorum.
    ani bi refleks herhalde.
    oda bedenime sarıyor kollarını.
    bi şaşkınlık alıyor beni zütürüyor yine aklımın karanlık odalarına.
    tutuyor elimden sakin bi yere çekiyor.
    sarhoş gibiyim.
    bi anda dudagımdan öpüyor. gözlerim kararıyor. bende öpüyorum.
    bi anda çekiliyorum.

    "daha dün ayrılmıştık biz ne oluyor" diyorum.

    "hayır ayrılmadık. yanlış hatırlıyorsun" cevabı geliyor gönlündeki kayıp şehirde kayboldugum gözlerindeki ışıkla yolumu buldugum kadından.

    "bu bi rüya değil mi ? böyle olması imkansız" diye haykırıyorum.

    "hayır bu bi rüya değil sana bunu kanıtlayabilirim" diyor.
    alaycı bi şekilde gülüyorum. neyi kanıtlayacaksa yine neye inandıracaksa artık beni.

    "kanıtla ama bu bi rüya biliyorum artık inandıramazsın beni herşeye" diyorum
    tutuyor elimden çekiyor sahile dogru.
    bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
    sırılsıklam kalıyoruz. üşüyorum. soğuk cok soguk. sanki gökyüzü benim için aglıyor. bizim için aglıyor.

    "ıslandıgını hissedebiliyor musun?" diyor

    "ee-evet hissediyorum" diye cevap veriyorum.
    hiç beklemeden kelimeleri sıralıyor.

    "hissediyorsan bu bi rüya değil. rüya olsaydı hissedemezdin değil mi?" diyor.
    eee haklı rüyaysa hissedemem ıslandıgımı yoruldugumu agladıgımı sasırdıgımı.
    yine inkar ediyorum.

    "hayır bu bi rüya inanmıyorum sana" diyorum.
    her kelimesine inandıgım benim dogruluk kitabım olan kadına bu sefer inanmıyorum.
    tutuyor elimden eski yerimize zütürüyor beni. ordan oraya savruluyoruz.
    oturuyoruz bi banka.

    "dur bu sefer kanıtlıcam sana" diyor ve demesiyle karnıma bi yumruk atıyor.
    kısa süreli bi inlemeyle iki büklüm kalıyorum acıyla.

    "acıyı hissedebiliyor musun?" diyor.

    "evet hissediyorum" diyorum tekrar karnımı tutuyorum.

    "eğer acıyı hissediyorsan bu bi rüya değil rüya olsa hissedemezsin değil mi?" diyor

    "hayır bu bi rüya" diyorum.

    "hayır değil" diye bagırıyor bana.

    gülüyorum.

    "bu bi rüya böyle olması imkansız çünkü. ne kadar güzel olsa da bu bi rüya" diye haykırarak uyanıyorum uykumdan.

    kalkıyorum sırılsıklam olmusum kan ter içindeyim. kalbim yerinden fırlayıp arkasından koşacak kadar heyecanlı durmaksızın atıyor kafesini kırıp cıkmaya calısıyor sanki. bedenim bütün stresini ter olarak atmıs benim uyanıp rahatlamamı bekliyordu belkide.

    ne olurdu ki gerçek olsaydı?

    EDiT : 3 yıl olmus bunu yazalı. kız nişanlandı amk neyse hayat güzel :D
    ···
   tümünü göster