1. 9576.
    0
    **

    yalnızlık, gururunun aşkından ağır basmasıymış meğer.

    otur karşıma hadi, bir sigara yak. konuşalım. anlat bana sevdanı... ilk aşkının yüzünü anlat... o, hiçkimseyi bu kadar sevmedim ki, dediğin, o adını kimselere söylemeden ölmek istediğin sevdanı anlat bana. kalbindeki o sızının dilinden en çok aşkınla kavrulmuş bu yüreğim, sevdanın uğruna solup giden şu çocuk ömrüm anlar. anlat hadi ne olur. ama sakın bana hayattan söz etme. sakın bana, hayat böyle bir yer, herşey bitip tükeniyor, her aşk hayata yenik düşüyor, deme... hayatın içinde soluk alan ve hayat kadar acımasızlaşan o karanlık yanınla değil, buralara ait olmayan, annenin kırgın ömrünün kıyılarında unutulmuş, o yaralı, o sevgiye hasret çocukluğunla, hayatla birtürlü uzlaşamayan o aşk kırgını, yitik ilkgençliğinle ve herşeyin farkında olmanın çaresizliğiyle gün geçtikçe daha da derinleşen yüzündeki çizgilerle konuş benimle. hayat dışarda kaldı, bak. burada yalnızca sevdan oturuyor. sevdanın dilinden konuş benimle. ben hayatın dilinden anlayamam. biz bu sevdayı hayatın içinde yaşamadık. biz bu sevdayı hayatın diliyle yaşamadık. biliyorum bu şizofren aşkım hep korkuttu seni. bu uyumsuz varlığım, gerçekliğin içinde yaşayan ve en az hayat kadar acımasız olan o yanını çok korkuttu. benimle hayata yabancılaşmaktan korktun. bu yüzden yalnızca öykülerinde ağladın o uyumsuz varlığıma. yalnızca öykülerinde eğildin bu sevdanın önünde. sen beni yalnızca öykülerinde sevdin...
    ···
   tümünü göster