1. 276.
    0
    --spoiler--
    kankalar, ben ve sevgilim 23 yaşındayız. üniversitede halk dansları topluluğunda 2. sınıftayken tanıştık. şu an 4. sınıftayız. yani iki yıllık bir birlikteliğimiz var. bu sevgililik dönemimiz boyunca biz halk danslarını 3. sınıftayken bırakıp latin danslarına başladık. ikimizin de dans deneyimi olmasına rağmen latin daha zordu.

    bu senenin, yani 4. sınıfın başında üniversiteyi bu sene kazanmış bir eleman topluluğa geldi. hazırlık okuyormuş.. her neyse eleman 6 yaşımdan beri dansla ilgileniyorum da yapmadığım dans yoktu da diyerek ilk günden topluluktaki bütün kızları etkiledi. gülçin (sevgilim) bile hayranlıkla izliyordu eleman dans ederken. bozuluyordum tabii bir yandan. zira kıskanıyordum.. allah var eleman tan sağ türkten halliceydi. hem dans olarak hem tip olarak.

    aklımın ucundan geçmezdi ama gülçin'in bununla arkamdan bir şeyler yapacağı. o yüzden rahattım da. çünkü ona güveniyordum. beni çok seviyordu. dönemin son 2 çalışması kalmıştı biri cuma günü 6'da diğeri c.tesi günü. perşembe günü gülçin'le bizde kalmıstık her şey çok güzeldi. cuma öğle vakitlerinde telefonla mesajlaşıyordu sürekli. kimle oldugunu sorunca kız arkadaşlarının isimlerini söylüyodu. benim de bakmak adetim değildir. "ya benim çıkmam lazım sedayla buluşcaz." dedi. "iyi tamam" dedim.

    zaman ilerledikçe benim de canım sıkılmaya başladı. bari erkenden salona gideyim de ısınayım dedim. saat 5'te salondaydım. kapıyı açtım içeri girdim. gülçin'le bu eleman dans ediyordu ve içerde sadece ikisi vardı. bir an irkildim. kendimi toparlayıp yanlarına gittim. gülümseyerek, "güzeldi" dedim ve alkışladım. önümde eğilerek selam verdiler. hani hiç bir şey yokmuş da her şey doğal akışındaymıs gibi. parodiyi bozmadım. o an yuttum.

    kıllanmaya başlıyordum. gülçin'in her hareketini göz hapsine almaya başladım. birlikte çok mutluyduk ama geçen süre zarfında aklımda soru işaretleri vardı. bildiğiniz yalancı mutlulugu oynuyordum. takip ettim gülçin'i bir apartmana girdi. bilenler bilir, bornova migrosun orda hep öğrenciler kalır. her neyse. çıktığı kata kadar takip ettim. kapının kapanıs sesisinden hangi ev oldugunu tahmin ettim. hiç konuşmadan içeri girmişti gülçin. bu beni kıllandırdı baya. aşağı indim. migrosun önüne gittim. bir sigara yaktım. içim içimi yiyor. acaba kimin evi orası. sigara bittikten sonra o eve gittim. nefesimi tuttum kapıyı çaldım. "kim o?" erkek sesiydi. "ben" dedim sorgulamadan açtı kapıyı. evet tahmin edeceğiniz üzere 6 yaşından beri dans eden ozan'dı amk. altında pantolon vardı. üzerindeyse hiç bir şey yoktu. şok oldum. o an bayılacak gibiydim. metin oldum kendimi toparladım. "cumartesi günkü çalışma iptalmiş. telefonun yoktu geçerken haber vereyim dedim" dedim. "aa hadi ya sağ ol" dedi. "önemli değil" dedim. "evi nerden biliyodun" diye sinsice sordu. "bir kere bu apartmana girdiğini gördüm. kapıcaya sordum. daireni söyledi" dedim. "haa peki" dedi. "oldu görüşürüz... "

    olay gerçekleşeli 3 hafta oldu. sevgilime biricik aşkıma durumu bildiğimi söylemedim. ama çıldıracak gibi oluyorum aklıma geldikçe. onu kaybetmek de istemiyorum. onu çok seviyorum. elim kolum bağlı ne yapacağımı bilemiyorum. nasıl yapar bunu. hem benimle beraber olup bir yandan o çocukla gününü gün eder. inanamıyorum. hiç bu kadar çaresiz olmamıştım...
    --spoiler--

    sevgilisinin biriyle gibiştiği eve gidiyor. gibiştiklerini biliyor ve çocuğun dıbına koymadan evden çıkıp gidiyor. hayatımda gördüğüm en karaktersiz erkek. gibini kes zütüne sok huur çocuğu.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster