1. 2201.
    +4
    diziye dair ufak nacizane bir de tespitim oldu. şöyle ki, dizide baba-oğul/kız sorunu var oldukça. en başta ismail abimizin babası ile olan sorunu. zaten ismail abiyi ismail abi yapan değer tamamen bunun üzerine kurulu. *
    daha sonra sedef'in babası ile olan sorunu. kendisine leyla diyen anaannesine kızma sebebidir hatta bu, babası koymuştur çünkü o ismi.
    ve de söylemesi bile gülünç ama kamil'in bile babası ile olan sorunu. onun da yedek kulübesinden umutla sürekli kadroya girmeyi beklemesi babası ile olan sorununa dayanıyor.

    şimdi şöyle genel olarak bir baktığımızda, ismail abi çocukken babası gemiyle bir gün gelip onu alacağını söyleyip vefat ediyor, sedef çocukken babasının terkettiğini düşünüyor, tabii sonra o da vefat ediyor. kamil de babası ile çocukken, kendisini yedekliğe sürüklüyen trajikomik bir hikaye yaşıyor ve o da vefat ediyor. yani hepsinin ortak noktası çocukken bir şekilde yarım kalmışlıklarla babalarını kaybetmiş olmaları.

    tüm bunları ben, dizinin senaristi olan yüce insan burak aksak'ın 12 yaşında iken babasını kaybetmiş olmasına bağlıyorum. yani bir şekilde bilinçaltında kalan duyguların dışa vurumu. yapmış olduğu bir röportajında dizideki mecnun'un kendisi olduğunu, yani kendisinden yola çıkarak yazdığını söylemişti. fakat mecnun'a baktığımızda babası iskender abi ile aralarında çok güzel arkadaşça samimi bir bağ var. burak aksak'ın içinde kalmış olan baba özlemini de mecnun yoluyla bu şekilde doldurduğunu düşünüyorum.

    tabii bunlar tamamen benim yorumum, saçmalamış olduğumu düşünebilirsiniz. lakin ne olursa olsun burak aksak'ın acısı bizim acımız, onun sevinci bizim sevincimiz.iyi ki varsın üstat.
    ···
   tümünü göster